türkü kafede artık oktavın sonlarını zorluyorken ve tam gaza gelmişken sandalyeyi alıp tam önümüze oturan kör kütük sarhoş öğretmen arkadaşımızdan, acayip bir koku geldiğinde anladım yaşamın boş olduğunu. ve kokunun sırrını henüz çözememişken yine aynı arkadaşımızın halay çekmek için ayağa kalktığında arkası kahverengi olmuş beyaz keten pantolonunu görünce vazgeçtim türkü kafeler de çalmaktan.
nasıl söylüyormuşum arkadaş ki insanlar altına sıçmış.