Tüm film boyunca en çok yaran ve en yoğun mesaj içeren bölümü finale yakın hacivat ile karagözün orhangazi'ye karşı oynadıkları bölümdür. Niyet ettim niyet eyledim üşenmeden bütün bölümü yazmaya.
H: (Meydanlığa girer) Hay hak... Allah'ım Allah'ım... Şu yüce günü bana yaşattuğun için sana şükrederim...
E: Aaa meni müslüman ede... Ehe... (Bozuntuya vermez alkışlamaya başlar)
H: Alemin en akıl almaz adamıylan bugün mü karşılaşacaktım. Yahu ben halifelere krallara elçilik etmüş adamın. Bakın sayıyürüm bugüne kadar on altı padişah kırk üç kral seküzü sahte dokuz halifeye mektup getirip götürdüm. Ama şu yüce varlık gibisini vallahi de görmemişim. (Orhangaziye döner) Huzurunuzda olmaktan onur duyarım... (Bir anda Leonis'in önünde diz çöker)... Yüce Leonis...
OG: (Gülmeye ve alkışlamaya başlar) Ee iyiymiş bunlar...
H: Senin gibi eşşek inadu ne görülmüş ne duyulmuştur. Osmanlı'nın şu kıçı kırık beylüğünüzü istemesi sizin için bir nimettür. Şükredin ve derhal şu şehrü teslim edin.
(insanlar gülüşürken meydanlığın kenarından karagöz belirir. Onu meydana salmayan biriyle itişmektedir. Ondan yakasını kurtarıp meydanlığa çıkar. Hacivatın yanına gelir.)
K: Tabii nimettir. Kuşatmayı yapan bu tatar olsaydı şindi ağzında şeftalü değil kendi daşşaklarınla siyrederdün...
H: Yahu dur... Belki de orhangazimizin niyetü, şehri şu heybetlü tatar hanına virmektür.
OG: (Eretna'ya döner) Heybetli dedi... Sana... (Ve kahkaha atmaya başlar)
H: Tatarın altında yaşamak rahat olur.
K: Rahat olur da arada ibret olsun deyü sülaleni de keser.
H: Halbüki orhangazi efendimize teslüm edilir ise ucundan azucuk alınacak... Acuk alınacak ama kökü sendedir.
K: (Bir taraftan sırtını kaşımaktadır. Söyleneni anlamaz) Ne kazılır?
H: Ucundan dirün ucundan... Ucundan ne kadar aldırırsan vergisü o kadar az olur. Kazınmaz... Yazıktur...
K: Hee kazıktur... Bize giren hep kazıktur.
(Orhangazi bir kahkaha daha atar. Leonis oturduğu yerden Orhangazi'ye döner)
L: Orhangazi destur verirseniz? Niyetim sonra söylemek idi ama meseleyi açayım. iznik şehri sizindir.
OG: (Büyük bir kahkaha daha atar) iznik halkı sağolsun. Bak şimdi kan yürüdü aklına...
E: Şaklabanlıkla şehir alındığını da ilk kez görürüm.
...
K: Yine çişim geldi.
H: Çişim denmez terbiyesüzlük etme küçük abdestin geldi...
K: Hoşgeldi... (Ahilerden birini gösterir) Bu mu küçük abdestim? Çök bir yereee...
H: Aha öbürü de geldi karagözüm... Büyük abdest...
K: (Yanına oturan başka bir ahiyi göstererek) Heey küçük abdest buban geldi...
H: E yanyana oturmayın bari kokuttunuz...
K: Yahu hacı cav cav... Ben bu ahileri anlamirim...
H: Neden? Neden anlamiyürsün?
K: Bu ahi caminin taşlarını çalıp hela etmiş iş tutiyi. insanın pokundan bile para aliyirler... Diyelim heladan çıktııın, dedi ki helacı "çok sıçtın"
H: e deseydin ya sen lazım olduğu kadarını al deyü..
K: dedi ki helacı, "sen verdin pır* para o ister düt* para"
H: Afferün afferüün... (Sayı saymayı Hacivat öğretmiştir karagöze... O sırada dikkatini ateşten duvarda yansıyan gölgeleri çeker. Karagözü çekiştirip duvardaki gölgelerini gösterir. Tam bir gölge oyunu oynamaya başlarlar)
H: Eee?
K: Anlaşamaduuuk. (Hacivata vurur) Kim çözecek anlaşmayuuu?
H: E çeribaşunu çağıraluum.
K: Çeribaşunu çağırmayalum o buradaaa. (Hacivata bir daha vurur) Helacıbaşu aynı zamanda çeribaşu ahisi..
H: (Kendi kendine) Yandık ki ne yandık...
(Herkesin bakışlarına bir anlığına sertleşir. Karagöz hiç bir şey farketmeden devam eder anlatmaya)
K: Diyelim ki helacıbaşı çeribaşı ahisi getirdi seni yarguya çıktın devlete...
H: Amaaan sen gidemezsin devlete sen cahilsün dilin çalışmaz.
K: Gitmedüüüm.
H: Gitme... Senin çişin durur mu?
K: Durur durur... Ama ben nereye işeyeceğümü bilirün... Geldik kadıya...
H: Heee kadıyı bilirün. Kadıyı bilirün... Kararı için hedüye gerekir yeni adettür.
K: Benim kadım işini bilir.
(Herkesten bir kahkaha kopar. Hacivat halinden memnun sakalını sıvazlar)
K: Hacivatum... Ben de ahi olmak isterüm. Kuşak bağlamak isterim... (Hacivata sokulur sessizce Niçin de? der)
H: Heaa... Niçün?
K: Ben de caminin daşlarından kendime hususi tekke yapmak isterüm.
H: Ben de aynı caminin yımırtasından kendime aş evi tekkesi açmak isterüm... Çeşitlerimiz de bellidür haa: Çiğ yumurta, pişmemiş yumurta, çılbır, sinemaki yumurta, yerini yadırgamış yumurta...
K: Yani hep yımırta...
H: Hep yımırta...
K: Cami yımırtası?
H: Cami yumurtası.
K: Ee cami inşaatı bitti ne etçen?
H: Ne etçem?
K: He he dua et cami bitmesin...
...
H: otuz beşe baklaaa geldi sıraya Bursa'ya...
OG: (coşar) Hadi bakalım hadii...
K: Herkess bursa'ya koşturiyi... derler ki bursa'nın daşı torpağı altun.. Ama altun gibi değerli sadece caminin daşlaru değil dağıtılan... başka değerli daşlaru da var imiş paylaşulan...
H: Bilirün o taşları bilirün... Uğruna nice beylikler kılıçtan geçirilmiş, bölündükçe değeri azalan ama günah gibi artan taşlar...
K: Ben de o taştan bir tırnakçık isterün..
H: sana o tırnakçıktan vermezler.. saadet piramidi derler onun adına aşağıdan başlarlar yukarı doğru sırayla başına geçerler.
K: Ben tıknakçığı onun için istemem. Benim taşta hamamda gözüm yoktur. Dırnakçığı isterün andan sevdiğim kadına el uzatırım... Ayşe kadın benüm ol... Elini vir.. Bebücüklenelim, bahtiyar olalım...
H: Öhöm... (Herkes bir anda susar)
A.H: (Ortaya gelir) Bacıları bitirdiniz. Bu alemde artık kadınların hepsi yeniktir. Erkekler ise yenik olsa da galiptir. Dimek mene uzatılan ellerin arasından birini seçme zamanı gelmiştir. Karagöz... Gözün kara ruhun aktır... Gönlüm seni kabul eder, elim senindir... (Elini duvarda yansıyan karagözün elinin gölgesine doğru uzatır)
P: (Ayağa kalkar orhangazi'ye döner) Efendim, destur verirseniz müdahale etmek isterim.
O.G: Neye müdahale?
P: E bunun teyatronu biraz fazla kaçmıştır.
O.G: Burada devlet benim sana ne olur fırıldak? (Ardından karagöz ve hacivata döner) Söyleyin bakalım bu oyun mudur gerçek midir?
H: Ee hemi oyundur hemi de gerçektir.. Masal kibin...
O.G:(Ayşe Hatun'un babasına bakar. Köse Mihal başını sallar) Oyunsa da verdiiim gerçekse de verdim.
--spoiler--