ben beklemeyi öğreniyorum. çünkü bugün yeni bir şey öğrendim; beklemeyi bilmiyorum. ben bekliyorum. en azından deniyorum.
'o' ile bekleyişlerim, o'nu bekleyişlerim. o'nu bekliyorum, çünkü;
ben hiçbir şeyi kaybetmemek için kalktım ayağa. hiçbir şeyi düzeltmek için belki. giderken aklımdan kader ve kaderciliğe dair hiçbir şey geçmiyordu. kadere inanmıyordum belki. hâlâ da inanıp inanmadığımdan emin değilim. ama kader, ama bir şey; var...
'beni acaba kalbinden de sildi mi ?'
yoksa madem neden öyle davrandı ? neden onun için orada olduğum halde sanki orada değilmişim gibi davrandı ? acaba ben her şeyi yanlış mı anladım ?
ama..
ama ben, hiçbir zaman o'nu 'sevgilim' olarak görmedim. 'sevgilim' olarak görmek de istemedim. ben sadece o'nu çok sevdim. ben sadece o'na kendimden bile daha fazla değer verdim. en azından denedim.
cuma günü yanına gittiğimde çok mutluydum. beraber bir şeyler paylaştık. bir şeyler yedik. bir şeyler içtik. birlikte dans etmek için cesaretimizi test ettik hoş bir mekanda. bedava tekila uğruna... cesur değildik. o cesur değildi zaten.
cesur değildi demişken, ben; o'nunla seviştim. o cesur değildi. ben o'nunla 'sevgili' olduk sandım, belki hiç olmadık; o cesur değildi çünkü. ben o'nunla sevişmekten öte, o'nun gözüyle görmek, saçında şampuana bulanmak, yeyip içtiklerine sarılmak, diz kapakçığında kıvrılmak, güldüğünde ses dalgası olup etrafa yayılmak istiyordum.
çünkü; ben o'nun için defalarca doğdum.
gece, loş bir ışıkta sevişirken, mutluydu. gözlerinde gördüm çünkü. fakat acaba gerçekten mutlu muydu ? cesur değildi o. öğrenemedim mutlu olup olmadığını gerçekten. öğrenemeyeceğim sanırım asla.
ben kötüydüm. o da kötüydü belki. ben o'nu hep geyik muhabbeti yapıyor sandım. hayatı hiç umursamıyor sandım. haklı mıydım ? bilmiyorum. bilemem asla.
ben kötüydüm. benim sağlığım kötüydü. o'nun da sağlığı kötü olmasın istedim. istedim ama, o sigaranın dibini çok seviyordu.
ben o'na sigaranın dibini verirken tekrar ve tekrar, o; arkadaşlarıyla benim hiçbir ortak paydada buluşamadığım geyik muhabbetlerine devam ediyordu. ben akşam yemeği de dahil olmak üzere, sürekli düşen bir ivmeyle, geyik muhabbetlerine küçük 'ehe'lerimle, sadece 'bir şeyler söyleme çabası' ile eşlik etmeye çalışıyordum. sonra o, birden beni yoksaymaya başladı. önce alınmadım. sonra ivmem düştü elbette. sonra bir baktım arkama yaslanmışım kendi kendime biramı içiyorum. o gülüyor. arkadaşları gülüyor. ben telefonumdan başka bir kıza 'naber ?' diye mesaj atıyorum. arada o'na bakıyorum. dönüp bana bakmıyor. 'o'nun için burada olduğumu bilmiyor değildir herhalde..' diye düşünüyorum. başka bir şehirde, o'nun yanında; yalnızım.
seviyorum. o'nunlayım. yalnızım...
eve gidene kadar hiç konuşmadık. evde hiç konuşmadık. ben, konuşacak bir şeyim olmadığı için susarken o da sanırım benim yüzüme nedenini söyleyemeyecek kadar korkuyordu. sigara içtik hiç konuşmadan. yattım. o içeriye gitti. gelsin diye saatlerce bekledim. gece ben uyurken bana sarılır diye umarak uyudum. olmadı.
sabah uyandığımda uyuyordu. üstümü giyindim. ses yaptım korka korka. uyanmadı. uyandırsam mı diye düşündüm sırt çantamı taktığımda. baktım şöyle bir daha. uyanır gibi oldu, sol tarafına döndü ama uyanmadı. çok tatlıydı. uyandıramadım. 'ben gidiyorum' deyince bana 'neden ?' diyecekti. ben bir şey diyemeyecektim çünkü konuşması gereken ben değildim. o da dün geceye dair hiçbir şey diyemeyecekti bana. zaten gecenin bir vakti su içmek için mutfağa gittiğimde arkadaşlarıyla baya bir neşeli olduğu ve benimle yine ve yine konuş(a)madığı geldi aklıma, yeniden kızdım. yani uyandırsaydım yine o sükuneti bir şeye yaramayacak tam tersi daha çok canımı sıkacaktı. korkmasından korktum özetle.
sonra, sonra beni aradı. açmadım. sonra...
sonralarını düşünmüyorum. beklemeyi öğreniyorum. özneye bakmak yüklemi görmeme engel oluyor. özneden cümlenin tamamını anlayamam. ben şimdi yüklemi bekliyorum.
bugün bir şey öğrendim; artık bencil olmayacağım. artık özneye bakmayacağım.
hayatımdaki en beklenmedik hayalkırıklığını yaşamamak için,
ağlamamak için,
kelimelerle boğuşmamak için,
acı çekmemek için,
yeniden 'seni seviyorum!' diyebilmek için,