--spoiler--
Eğer babanı hiç tanımamışsan, baban kaçıp gitmişse ya da eve hiç gelmiyorsa, Tanrı hakkında ne düşünürsün?
Bunlar hep Tyler Durden doktrinleri. Ben uykudayken küçük kağıt parçalarına karalanan, sonra işyerinde yazmam ve çoğaltmam için bana verilen sözler. Ben bunların hepsini okudum. Hatta patronum bile muhtemelen okumuştur.
Sonunda, diyor tamirci çocuk. Bütün hayatını bir baba ve bir Tanrı aramakla geçirirsin.
Unutmaman gereken şu ki, diyor, Tanrı seni sevmiyor olabilir. Bu da bir olasılıktır. Belki de Tanrı bizden nefret ediyordur. Hayatta olabilecek en kötü şey değil bu.
Tyler'ın bakış açısına göre, kötü şeyler yaparak Tanrı'nın ilgisini çekmek, hiç ilgi görmemekten daha iyiydi. Belki de tanrının nefreti tanrının kayıtsızlığından daha iyidir.
Ya Tanrı'nın can düşmanı, ya da hiçbir şey olacak olsan, hangisini seçerdin?
Tyler Durden'a göre biz; Tanrı'nın ortanca çocuklarıyız. Tarihte özel bir yeri olmayan, özel ilgi görmeyen kimseleriz.
Tanrı'nın ilgisini çekemediğimiz sürece ne lanetlenme umudumuz olabilir, ne de kurtuluş umudumuz.
Hangisi daha kötü, cehennem mi, hiçlik mi?
Ancak yakalanır ve cezalandırılırsak kurtulabiliriz.
Louvre'u yakacaksın, diyor tamirci çocuk, Ve Mona Lisa'yla kıçını sileceksin. Böylece en azından Tanrı isimlerimizi bilecektir.
Ne kadar derine yuvarlanırsan, o kadar yükseğe uçarsın. Ne kadar uzağa kaçarsan, tanrı seni o kadar yanında ister.