hiç bir siyasinin, hiç bir siyasi eşinin, hiç bir kadın ya da erkek bakanın, ota çöpe duyarlı sanatçılarımızn, söz birliği etmişcesine konuyla ilgili ağızlarını açıp tek bir söz bile söylemediği konu.
demokratik haklar gelişmiş deniliyor. öyle anlaşılıyorki demokratik hak denilen şeyler kadını kapsamıyor.
dün gece yine biri mersin'den töre cineyeti(!), diğeri bursa'dan bir üniversiteli kız cinayeti haberi vardı.
detayları anlatıldı. düşünenen caniler için ders niteliği taşır mahiyette.
bir tv programı ise, acilen konuyla ilgili bir kriz masası kurulması gerektiğini, buna bir önlem alınmadığı takdirde durumum çok vahim bir hızla geliştiğini anlatmaya çalıştı.
kim duydu göreceğiz, ama ümitli değiliz.
biri tarlada çalşıp ailesine bakan, sadece sevdiği adamla kaçtı diye, işkenceyle kırk kere bıçaklanarak kardeşi tarafından öldürülen ve cenazesi komşu kadınlar tarafından kaldırılan kızla, diğeri anne-babasının bile tanıyamadığı halde olan, sadece diş dolgusundan teşhis edilebilen, parçaları eksik olduğu için cenaze namazı bile kılınamayan bursa'daki üniversteli kızın ortak noktası sadece ve sadece bu ülkede doğmuş kız çocukları olmaktı.
evet görünen o ki bir kıyım yaşanıyor, bir cins diğerini kırıyor, korkunç bir öfkeyle.
hala bunu görmek istemeyenler için, kadınların erkek kardeşlerini ya da yakınındaki erkekleri, bu şekilde öldürmesi diye bir şey yok.
abisi birini kaçırdı diye, kızkardeşi tarafından öldürülmüş bir erkek ölümü de yok, kayıtlarda.
böyle bir durumu kadın ne yaptı diye bir soruyla, sorgulamaya çalışan zihniyet ise, hala bu vahşetin suçunu kırk parçaya bölünmüş kadın ölülerinin üstüne yıkmaya çalışıyor.
