şimdi, evvela "polis" ile "asker" dediğimiz iki ismen farklı kolluk kuvvetinin de öncelikle asayiş ve toplum refahına hizmet ettiğini kabul edelim. burada herhangi bir sıkıntımız da yok zaten genel itibariyle...
ve fakat sonrasında "birlik olmak", "sebaat etmek" gibi yetilerin yaklaşık iki bin liralık maaş ve eşinin sıcak koynunda kazanılmayacağını da en azından "psikolojik olarak" kabul etmek gerek. misal buz gibi suyla, dişleri birbirine vura vura yıkanan bir polis bulmak zordur mevcut şartlarda. daha çok kademeli şofben, daha iyi ihtimalle yoğuşmalı kombi ile ısınır polisin suyu. ama gene aynı örnekten hareketle buz gibi suyla yıkanmak türünden bir sebaate sahip asker sayısı daha fazladır(askeri personel değil, asker). ki bu noktada askerliğini yapmış olanlar yakinen bilirler bunun nasıl bir duygu olduğunu.
bunun yanısıra "birlik olmak" konusuna birazcık değinecek olursak askere giden bireyin künyesinden, postalına, saç traşına kadar bir "tektip olmak" durumu söz konusudur. peki sorarım her polis aynı model arabaya mı biner acaba? veya hepsinin saç traşı aynı mıdır? onu da geçtim hepsinin teşkilat içerisindeki forsu "bir" midir? dolayısı ile böyle bir ortamda takdir edilir ki "birlik" olmaktan bahsetmek mümkün değildir. öte yandan askerlik yapan bireyi baz aldığımızda babası multimilyoner de olsa giyeceği kamuflaj ötekilerle aynıdır.
şimdi, bu peşkeş çekilmesi durumunu biraz daha net anlamak mümkün sanırım. olmazsa, tekrar deneriz...
