necmettin erbakan

entry1592 galeri
    439.
  1. birisi badem mi dedi? susturun şu densizi.

    insandır, ölmüştür ve her ölüm gibi bu ölümün tadıda ekşidir. hiç bir insan evladı başka bir insanın ölmesini isteyemez ya da bu durumdan zevk alamaz. lakin erbakan öldü diye arkasından methiyeler düzecek ya da göz yaşları dökecek kadar da cahil değilim.

    demokrasilerin hafızası zayıf olur, denmiş, lakin bu kadarı biraz fazla, bu bunaklığa girer.

    erbakan dediğimiz zat, süleyaman demirel, alparslan türkeş, turgut özal gibi bu ülkenin sosyal dinamiklerini felce uğratmış insanlardan birisidir.

    hayırlı işleri yok mudur? bozuk saat bile günde iki kere doğru zamanı gösterir...anlayana.

    uzun yıllardır türkiye'de yaşanan ötekileştirme durumunda bu zatın büyük rolü vardır. "bu geçiş tatlı mı olacak, kanlı mı olacak" lafı bugün halen kulaklarımda çınlamaktadır.

    bir de anlayamadığım, memurlara yaptığı yüksek oranlı zam ile bugün yüceltilmeye çalışıyor. sessiz kalamayacağım bu konuda;

    bre dürzüler! bre zır cahiller! nereden geldi o para, en ufak bir fikriniz var mı? erbakan o dönemde karşılıksız para basarak yaptı bu yüksek zamları. bak! karşılıksız diyorum. o dönemde yapılan zamların bedelini türkiye uzun yıllar boyunca yüksek enflasyonla savaşarak ödedi. o dönemleri bilenler çok iyi bilir. enflasyon oranlarında tek haneli rakamlara inmek marsa ayak basmak gibi bir hayal haline gelmişti. bilmeyenlerde bugün burada "adam memura yüzde bilmem kaç zam yapmış" gibi akıllara ziyan yorumlarda bulunuyorlar. bu nasıl bir cehalettir anlayabilmiş değilim.

    erbakan'ın en güçlü olduğu dönemler...ben konya'dayım, erbakanın kalesinde. bizzat şahit oldum bir gençliğin beyninin nasıl yıkandığına. cemaatleriyle, yurtlarıyla, abileriyle, ablalarıyla cümle değerleri kullanarak nasıl yıkandı o beyinler bir bilseydiniz, bir görseydiniz. ben gördüm, yaşadım. o yurtlarda kalan, o abilere, o ablalara giden arkadaşlar okula gelip nasıl eleştirirlerdi cumhuriyeti, atatürkü, demokrasiyi bir duysaydınız. bunlar benim görebildiklerim. peki göremediklerim? kapalı kapılar arkasında yaşananlar?

    bugün bu ülkede mevcut olan köhne zihniyet nereden geliyor sanıyorsunuz. bir anda mı peydah oldu? gökten zembille mi indi? yok arkadaş bu işler senin düşündüğün kadar kolay değil.

    bu gün taraflı tarafsız herkesin kanına dokunduğunun düşündüğüm bir sorun var bu ülkede; baş örtüsü. ben bu yüzden eğitim gibi en insanı hakkını alamayıp, evlerine tıkılıp kalan onlarca insan tanıdım. hepsi de güzel insanlardı, hiç bir art niyeti olmayan, kendilerine göre inançları yaşamak isteyen insanlardı. peki nereden geldi bu sorun? baş örtüsü ne zaman sorun olmaya başladı? kim yaktı bu insanların başını? keşke şimdi erbakan döneminde ki gazete manşetlerini, erbaknın söylemlerini, konuşmalarını sizlerle paylaşabilseydim. ama ben hepsini biliyorum. konya valiliğinin önünde yaptığı ve binlerce insanın dinlediği konuşamasını da canlı canlı dinledim ben. nasıl saldırıyordu cumhuriyete bir görseydiniz. şeriat diyordu...peh! belki bugün başınızı önünüze eğip susardınız.

    lütfen kimse beni "din düşmanı" diye yaftalamaya kalkmasın. benim söylemek istediklerim çok farklı. anlamadıysan boşver, düşünme üzerinde, unut gitsin. ama ben yaşananları unutmayacağım, unutturmayacağım. bu ülkenin insanları hamur gibidir. nasıl yoğurursan o şekle girer. erbakan çok kötü yaptı bu işi, ya da yapmaya çalıştı. bu ülkenin insanını kandırdı, kullandı. devleti kullandı, devletin kaynaklarını kullandı. kayıp trilyon derler, duydunuz mu. bu ülkenin varlıklarını, bizim paralarımızı kendi yandaşarına dağıttılar. abiler demiştim hani, hepsinin güzel evleri vardı; dayalı döşeli ve her evde o dönmenim en güzel şeyi olan 16-bit atarier vardı. hatırlayanlar bilir. bizim hayallerimizi süslerdi onlar. oynamak için giderdik. "önce namaz kıl sonra atari oyna" derlerdi. nasıl almışlardı o atarileri; çok pahalıydı aletlerdi o dönem için. neyse. hatta geçtiğimiz günlerde çıkan torba yasa ile sıyrılacaktı kayıp trilyon davasından lakin ömrü vefa etmedi. keşke etseydi, orası işin insanı boyutu.

    daha yazacak, konuşacak çok şey var lakin uzatmaya gerek yok. erbakan öldü diye sevinecek kadar insanlığımı kaybetmedim. allah rahmet eylesin, demek boynumuzun borcu lakin unutmamak gerek bazı şeyleri. bugünden geçtik zaten yarını kurtarmak isttiyorsak unutmamak gerek. unutunca olmuyor çünkü, birisi gidiyor onun yerine diğeri geliyor ve genel olarak gelen her daim gideni mumla aratıyor. itirazı olan?
    3 ...