aldatılan insanlar genelde "aldatılmış" sıfatını kendilerine yakıştıramadıkları için, bu durumu benimseyemedikleri için üzülürler. neden aldatıldıklarını düşünenlerin ve yaşanılanları muhakeme edenlerin sayısı azdır. insanın birlikte olduğu kişiyi neden aldattığı veya bir insanın neden aldatıldığı en önemli kısımdır.
diyelim ki sevdiğim bir kadın beni aldattı. elbette tabii olarak üzülürüm bu duruma lakin neye üzüldüğüm önemli. ben onun aldatmasına engel olamadığım için üzülürdüm. onun beni aldatmasına olanak verdiğim için üzülürdüm. bir insan birlikte olduğu kişiyi her türlü şekilde tatmin edebiliyorsa, birlikte olduğu kişi onu neden aldatsın ki? zihnimizde şu var; "aldatmak kötü bir şeydir. sadece aldatan suçludur." neden? "çünkü o aldatan konumunda." hayır efendim. aldatmak kötü bir şey evet ama hatalı sadece aldatan değildir. beni aldatıyorsa eğer ona iyi bir eş olamamışım demektir. ben de hatalıyım demektir.
bakın ben aldatmak eyleminin iyi bir şey olduğundan bahsetmiyorum. aldatma eylemininin gerçekleşme sürecinden ve sadece aldatanın değil, aldatılanın da hatalı olabileceğinden bahsediyorum.
bir de olayı sadece cinsel yönden düşünmemek gerekir. aldatmak eylemini sadece cinsellik ile bağdaştırmak büyük hatadır. aldatmak, birlikteliğin olduğu halde gidip başka birisi ile yatmak değildir sadece. insan her türlü şekilde aldatabilir birlikte olduğu insanı.
ayrıca bu hayatta bir çok şeyden emin olabilirim ama aldatıp aldatmayacağımdan emin olamam. o yüzden hiçbir zaman "aldatmayacağım" sözünü kullanmadım ve kullanmayacağım da. evet, bugüne kadar hiç aldatmadım ama bu aldatmayacağım anlamına gelmez. hiç belli olmaz.
belki de bir gün ben de aldatırım.