selam kelime*sinin kökeninin arapça'dan geldiğini bilmeyen insan* serzenişidir. ayrıca merhaba da arapçadır. bu insana göre birbirimize hello dersek medeni*, selamün aleyküm dersek barbar* oluruz. arapça dilinin savunucusu değilim, bilakis* koyu bir türkçeciyim.
o halde soruyorum tünaydın ne demek? bu kadar yapmacık ve ağızda çirkin duran bir kelime nasıl olur da ilk söz olarak lugate girer?
konuyla ilgili sıkıntısı bulunanlar atatürk'ün güneş dil teorisi'ni incelesinler. atatürk tarafından verilen emir*le dönem edebiyat*çılarının türkçe'yi saf*laştırmak amacıyla kelime avcılığı yaptığını, ama sonuçsuz kalınca bizzat* atatürk'ün hatayı anlayıp ortaya sunduğu teori*den bahs*ediyorum. tüm dünya*ya dili biz yaymışızdır. (teoriye göre)
örneğin*: türk dili, içine aldığı kelime*leri mühür*leyerek yeni bir şekle* sokar. köşe kelimesi kaynak olarak farsça, guşe'dir. ama biz türkler, bu kelimeyi alırken ona sert ve keskin bir söylenişi olan (tıpkı biçimsel olarak köşe gibi) köşe demişiz. keza* arapça manara'yı alıp uzun ve süslü söylenişi ile minare'ye çevirdiğimiz gibi. şimdi yıldızdan önceki kelimeleri çıkar ve ne anlattığımı anla.
kelimeler bizim düşünce gücümüzü ve manevi imparator*luğumuzdur. haa kusura bakma kardeşim ne arapçadan geçerim, ne ermeniceden, ne boşnak, ne kürt, ne fars, ne yunan, ne de diğerlerinden... kelime sana hükmetmez sen ona hükmedersin.