33.
-
Mevlana'dan...
Adamın biri görmüş sırtına dövme yaptırmışları, heveslenmiş, aslan dövmesi yaptırmağa gitmiş...
-Bana da, demiş, aslan dövmesi yap!..
-Peki, demiş dövmeci; benim mesleğim dövme yapmaktır... Gel, otur dövmeyi yapayım...
Dövmeci başlamış iğneyi batırmağa...
-Ayy! Ayy! diye başlamış bağırmağa adam...
-Ne yapıyorsun arkadaş; canım çok yanıyor!..
-Aslanın yelesini yapıyorum" demiş.
-Aman, demiş, yelesini yapma, başka yerini yap!..
Dövmeci başlamış bu sefer sırtının başka yerlerine iğneleri batırmağa...
Adam gene bağırmağa başlamış:
-Aman, dur! Yapma, çok acıyor, neresini yapıyorsun?
-Aslanın pençesini yapıyorum...
-Aman pençesini de bırak, başka yerini yap!.
Dövmeci gene başlamış iğneleri batırmaya...
Bu defa gene bağırmış adam:
- Yine neresini yapıyorsun aslanın?.. demiş.
-Kuyruğunu!..
"Ben vazgeçtim kardeşim, katlanamam bu aslanın acısına!.." demiş
"Aslandan da vazgeçtim, dövmesinde de..." çekmiş gitmiş!.
Şimdi o hesap, "tasavvuf" dövmesinin lafı edilir, sohbetleri yapılır da; iğneler batmaya başladı mı, kaç kisi dövmecide kalır, o meçhuldür!..