hep anlatırdım "lan ben dağdan yuvarlandım biliyon muuuu?" diyerekten.
"ağzım yüzüm kan içinde kalmıştı yaaa" gibisinden uzata uzata saçmalardım hatta.
sonra bir gün o yuvarlandığım dağa gittik, babam anlattı, "sen düşmüştün şurda, az da hırpalanmıştın evladım" dediğinde baktım, bakakaldım;
yuvarlandığım dağ, dağın sadece yarım metrelik bölümüymüş. çocuk aklımla abarttıkça abartmışım meğer.
hayaller oldukları gibi güzelmiş, gerçeklerle karşılaşmadan evvel...