- bundan birkaç sene önce, emre belözoğlu galatasaray'dan fenerbahçe'ye transfer olduğunda, sevindiğini anlatan bir açıklama yapmıştı basın mensuplarına. 'ulan' demiştim içimden. 'koynumuzda yılan beslemişiz galatasaray taraftarı olarak'. profesyonellik denen olgu, senelerce omuz omuza, canla başla top koşturduğun takım arkadaşlarını ve kulübünü, diğer kulüp daha fazla para veriyor diye, satmak mı acaba diye düşünmüştüm.
- otobüste, nedense hep uyukladığım ve bir anda gözlerimi faltaşı gibi açtığım zamanlarda, hoş biriyle göz göze geliyorum. nedense hiç cool bir anıma denk gelmiyor arkadaş.. ya uyukluyor oluyorum ya da uyukluyor oluyorum.
- tecavüze uğramaktan ölesiye korkuyorum. bunun sebebini düşündüm. pek mantıklı çıkarımlar yapamadım. aralarında en makul sebep bence şu : istenmeyen bir şeyin yapılıyor oluşu. insan, istemediği şeyi yapmaya zorlanırsa, içi çürür zamanla.
- yine otobüste, tutunmaya çalıştığım demire yaslandıklarında, elimin kemikli kısmını, yaslanan kişinin sırtına doğru bastırıp inatla demirden tutmaya devam ediyorum. konuşup anlaşma taraftarı olmadığım için değil; hıncahınç dolu bir otobüste, insanlar tutunacak yer ararken, o asalağın demire yaslanarak bencilliğin zirvelerine çıktığı bu durumda, konuşmanın yersiz olduğunu düşünüyorum. o insan, konuşmaktan anlamaz bana göre.
