Bugüne kadar duyduğum en iyi kader tanımına Boethius'un "felsefenin avuntusu üzerine" adlı eserinde rastladım. Şu şekilde tanımlıyor, son romalı boethius: seyirci hipodromdadır. locasından çıkış yerindeki atları, atların yarış boyunca birbirlerini geçmeye çalışmalarını ve içlerinden birinin varış çizgisini en önde geçişini ardışık olarak görür.bir başka seyirci daha vardır.bu ikinci seyirci, seyircisinin seyircisi;tanrı'dır. tanrı yarışın tümünü görür.tek bir bakışta her şeyi gördüğü gibi, tarihin tümünü de görür. böylece boethius, özgür istemle tanrı kavramları arasında bir köprü kurar. seyirci nasıl yarışı bölüm bölüm de olsa görür, ama etkilenmezse, tanrı da yarışı başından sonuna görür. tanrı bizim yaptıklarımızı etkilemez. biz kendi özgür irademizle davranırız, ama tanrı hem de tam şu anda bile yazgımızın ne olacağını bilir. tarihin tümünü, tarih olarak gözler önüne serileni sonsuzluk dediğimiz tek bir müthiş, baş döndürücü anda görür.(borges/yedi gece)