kamer suresinin l. ayetine, diyanet'in resmi çevirisinde şöyle anlatılır:
"kıyamet saati yaklaşır, ay ayrılır."
bu çevirideki "yaklaşır, ayrılır" ayetteki sözcüklere uymuyor. ayette, burada, "geçmiş zaman" kipi kullanılıyor. bu nedenle, doğrusu: "yaklaştı, ayrıldı."dır. "ayrıldı"yerine de ayetteki "inyakka" sözcüğüne uygun olması için "bölündü", ya da "parçalandı" demek gerekir. diyanet'in çevirisi, burada, "akıl ve bilim dışılığı örtmek" amacıyla, sözcükler kendi anlamlarının dışına çıkarılarak, daha sonraki ayetler, ayrıca açıklayıcı hadisler gözardı edilerek yapılmış bir yoruma dayanmakta. bu yorum, tefsircilerce kabul edilmez.
bu durumda ayetin doğru çevirisi şudur: "kıyamet (sat) yaklaştı; ay bölündü :" bunu izleyen iki ayetin anlamı da şöyle: "onlar bir mucize gördüklerinde; yüz çevirirler ve: 'sürüp giden bir büyüdür.' derler. yalanladılar ve kendi eğilimlerine uydular. her şey, yerini bulur." (kamer: 2-3.) görüldüğü gibi ayetlerde açıkça, kıyametin yaklaştığının da bir belirtisi olarak, ayın bölündüğü ve bu mucizeyi, inanmazların yalanladıkları" anlatılıyor. bu ayetlerin anlattığı olayı aktaran hadislere bakalım.
gökteki ay mı, arabistan'daki hira dağı mı daha büyük?
ilkokul öğrencileri bile böyle soruyu saçma bulur, değil mi? ama hadislerde anlatılana bakılırsa bu soruya saçma dememek gerek.