sorumluluğu sevmediği için diyebiliriz belki. hele ki böyle bir dünyada daha fazla sorumluluk biniyor ebeveyne. bir çocuk dünyaya getirmek kolay. mesele dünyaya getirmek değil, onu nasıl dünyanın o iğrenç yüzüne karşı hazırlayacağındır.
bir çocuğu bilinçli, ahlaklı, dürüst bir şekilde yetiştirip yetiştiremeyeceğime dair kararsızlıklar beni evliliğin dışına itiyor. benimle aynı düşüncede olan bir kadının olmasıda hiçbir şeyi değiştirmez. evlendikten sonra bir gün çocuk yapmak isteyip istemeyeceğimizi bilemeyiz çünkü.
çünkü ben çocukları çok severim. her birine dünyanın yeni umutları diye bakarım. ama dünyanın iğrenç yüzü birer birer onlarıda kendi içerisine çekiyor. buna şahit oldukça evlilik daha da uzaklaşıyor benden.
bir erkek olarak; benim evlenmek istemeyişimin tek sebebi budur.
bekarlık özgürlükmüş, sultanlıkmış vs. bunlar palavra. bunlar sebep olamaz. bekarlık, kendini yalnızlığa hapsetmektir. bunun neresi özgürlük?
bekarlığı, insanın kendisini yalnızlığa hapsetmesi olarak tanımlıyorum ve bir çocuk daha dünyanın iğrenç yüzüne tanık olmasın diye bile bile hapsedeceğim kendimi. en azından bu da benim sorumluluğum olsun.