bedenen olmasa da ruhen orada olduğum ve yandaş medyanın haber yapmadığı yürüyüştür. bu yürüyüş farklı takımların gerektiğinde inisiyatif alıp, futbolun yalnız futbol olmadığı göstermemiş, ayrıca yaygın basına da ihtiyaç kalmadığını göstermiştir. çünkü tribünlerin karışmasından, insanların birbirini bıçaklamasından, birbirlerine düşmanlıkların körüklenmesinden rant sağlayan, beslenen kesimlerin başında basın geliyor. derbi maçlar öncesinde ortamı kızıştıranlar; kavga, şiddet görüntülerini, tartışmalı ofsayt pozisyonu gibi bir ileri bir geri oynatıp bizlere ezberletenler onlar. ancak iş kucaklaşmaya, dayanışmaya geldiğinde ortalıkta görünmemeleri, yok saymaları çok doğaldır. devletin, halkın basın organı diye bilinen trt oluyor hükümetin basın organı. yanlış giden çok şey var artık. hangi birinden düzeltmeye başlayabiliriz bilemiyorum ama hangi ipi çeksek gerisi çorap söküğü gibi geliyor. stadyum açılışında başbakan protesto ediliyor ve peşinden gelişen olaylar malumunuz. malum bu olaylardan sonra başbakan her kesimden, her renkten oluşmuş büyük bir topluluk tarafından protesto ediliyor ama ortada bu konuya değinen basın organı yok denecek kadar az. bu da giderek kanserli bir dokuya dönüşen basının protesto edilme vaktinin geldiğini göstermektedir. bu dokuyu acilen kesip atmamız gerekiyor. yoksa hepimizi süründürecek ve öldürecek. ayrıca bireyin kendisi günümüzde medyaya dönüşmekte ve geleneksel, yalaka basından daha sağlıklı haber kaynaklarına dönüşmektedir. internet en sapa köylere kadar yayıldıkça, geleneksel basın yok olmaya doğru gidecektir. son olarak bu protestoyla anlaşılıyor ki rte'nin korku imparatorluğu sarsılmaya başlamıştır. ancak çökmesi için haziran seçimlerinde rte'yi sandığa gömmek şart olmuştur.