ben bu yazıyı öylesine yazdım

entry2549 galeri
    31.
  1. şu sıralar izole ettim kendimi dış dünyadan. telefonu bir süreliğine aramalara kapattırdım, msn'de, facede yokum. kendimi yalnızlığın o görünmeyen kollarına emanet ettim. hayatla tek bağlantım halk otobüsleri ve sözlükteki mektup arkadaşım. kimseye söylemediğim, beynimin arkasında kitledğim bütün sırlarımı açtım. o da hayat öğretmenim oldu bana nasihatler veriyor. ama ben tembel bir öğrenciyim. tutmuyorum hiç bir sözünü. geçmişte yaşananlar senin kazanımların, hatalarınsa tecrübelerindir diyor ama dedim ya tutan kim. yine aynı ben. kafasının dikine giden ben. hala geçmişimin günahlarına yanıp günlerimi heba ediyorum. bütün arkadaşlarıma karşı yine saklanıyorum. bir günlüğüne kapattırmıştım telefonu ama sessizlik tatlı geldi. geçen yıl da telefonu kapatıp kıbrısa gitmiştim. ama kıbrıs işte. bu mevsimde çok çorak anlamsız ve yağışlı. napıcam orada. hem eşşek kadar da pahalı...

    onunla yazışırken farkettim. meğerse hayatıma ne çok kişi girmiş. her seferinde başka bir hatunun adını yazdım kafası karıştı kızın. hayatımda hiç kullanmadığım kadar parentez kullandım yazışırken. yalnızlığımızı paylaşacaktık güya benim yalnızlığımın monarşisi dikta bencilliğe dönüştü. onun yalnızlığının hükmünü tedavülden kaldırdım.

    hatalarımla doğrularımı tartıyorum hatalarım ağır basıyor. orta okul seçimi yönlendirilmesiyle hatalar zinciri başladı. karşı çıkamadım. kuzu kuzu istedikleri okula gittim. sonrası geldi işte(şimdi hataları yazıpta sayfalar harcamayayım) ama rüyamda o okulu gördüm. çorlu lisesini. uyandığımda içim cız etti. kayıp yıllarımın temeli orada atılmıştı işte.

    kimi tuttuysam elimde kaldı dedim(bunu hissedip yazmak çok ağır biliyor musunuz) gerçekten de öyleydi. bir kahvenin 40 yıl hatrı varken (dostluk anlamında) yıllık sevişmelerin beş dakikalık hatrı yokmuş yazık. ilişkiler peçete gibi. sümkürüyorsun anı ve atıyorsun öyle umarsızca. işte bunu hazmedemiyorum(içimde küfürler kaynıyor) gecelik ilişkiler gibi mi harcayacağız dostlukları.

    ne mi yazıyorum. ben de bilmiyorum işte. hani eyvah eyvah filminde ata demirer çaldığı klarnet için diyor ya sıkıntı bastımı yapışırım buna. ben de canım sıkıldımı ruhumun kurgusuz kelimelerini satırlara döküyorum işte.

    ana fikir?

    yok ana fikir falan. hayatım hep giriş gelişmenin sonuca ulaşamamasıyla geçti. onun için bu yazının bir ana fikri yok... ruhsal anarşi var...

    ben bu yazısıyı öylesine yazdım...
    0 ...