geçenlerde halep pasajı'nda karşılaştık (çünkü ses tiyatrosunda çekiliyor bilirsiniz ki) , şöyle bir baktım. görünüşü pek mütevazi fakat 'ulan laf sokmasın şimdi' korkusu var. yavaştan yaklaştım ve akabinde gelişen diyalog:
+ hocam merhaba.
- merhaba yahu. (şüppp! çay içme efekti)
+ resim çektirmek için saldırmayacağız. ya biz sizin hangi takımı tuttuğunuzu pek bi merak ettik de. var mı gönlünüz de bir renk ?
- var tabi, kırmızı.
+ (gülümsemeler) pek anlayamadık da.
- mençıstır yunaytıd ya.
+ ama ama. yapmayın, gerçekten hangi takımlısınız ?
- galatasaray'lıyım fakat pek sıkı takip etmem. tafarrel'in gittiğini bile bu sene öğrendim. (tekrar gülüşmeler ve alakasız devam eden sohbet)
bu da böyle bir anımdır, beşiktaş'lı diyenlere saygılar...