ne dendiğinin değil, içinin hangi algılarla doldurulduğunun önemi olduğunu hatırlatır bana.
allah diye diye, allahı tanımayan, sevmeyen, ondan korkmayan adamın allah algısı ile, tanrı diye diye tanrı sevgisinden gönlünde irem bağları yeşeren, sevda şelaleri akıtan, saygı ile çepeçevre bir korkuya sarılarak kötü ve çirkin davranışlardan uzak duran adamın algısı arasında kainat kadar fark vardır.
allahını seven sayan adam, boş sözlere değil, adamın ciğerinin içine, hakikate bakar.
allah diyen düşmanlarıma değil meylim.
tanrı diyen allah dostlarını, allah diyen allahsızlara değişmedim, değişmem.