evet can boğazdan gelir. protein, mineral, karbonhidrat ve yağ gibi temel beslenmede zenginler her şeyi alır ve protein ağırlıklı beslenirler. fakirler ise karbonhidrat kaynaklı beslenir. meyve sebze taze et gibi yoğun vitamin ve mineral almak her fakire nasip olmaz.fakirlerin çocukları boğaz derdinden eğitimi düşünmez, hedefleri biran önce hayata atılmak para kazanmaktır. onlar küçük çocukken bile en azından ebebeyinleri öyledir. zenginler ise her zaman planlı ve hedefli bir eğitim alırlar.
burada zenginlik ve fakirlik ayrımını yapmak lazım. zenginlik paradan ziyade olanaklar ve kafada olur. iki maaşlı eğitimli 3 çocuklu bir aile zengin sayılabilir. fakat çok ama düzenli bir geliri olmayan 7-8 çocuklu bir aile fakir ailedir.
bölgesel gıdalarda zeka seviyesini belirler. dağlık ve kurak yerlerde insanlar zeki değildirlerdir. bir örnek vermek gerekirse karadenizin kırsal yerlerinde insanlar eskiden yoğun miktarda karalahana ve mısır tüketiyorlardı. karalahanayı çok tüketen her köyde istisnasız en az 3-4 tane kayda değer zeka geriliği olan insan vardır. bu karalahanın iyotu etkisizleştirmesinden kaynaklanır. iyot alamayan çocuk geri zekalı olur. karbonhidrat ağırlıklı beslenenlerin vücutları enine geniş, göbekleri kalın yağ dokulu, düşük zekalı olur. çok ekmek yiyenlerin iq seviyesi yeterli gelişemez. bunun nedeni karbonhidrat fazlalığı protein eksikliğidir.
dünyanın en kültürsüz ve biçimsiz insanları protein alamayan bölgelerdeki milletlerdir. (bkz: papua), (bkz: amazonlar) bu yerlerde protein kaynakları çok azdır.
en önemlisi kültürlü ve eğitimli insanların çocukları bir önceki nesillerindenn daha fazla bilgi birikimi alır. bu böyle gider. fakirler ise daha cahil ve daha disiplinsiz olmaya birikimleri ile devam eder.
netice olarak;
eğitimli ve imkanları yüksek olan insanlar genellikle daha akıllıdır. bu doğanın kanunudur.