muhteşem yüzyıl

entry3517 galeri
    271.
  1. işin doğrusunu ve batılı yazarların meseleyi çarpıttıklarını 1960 lı yıllarda haremin restorasyonunda görev alan Fransız tarihçi olan Robert Anhegger ile evli olan Mualla Anhegger den konumuzla alakalı bir bölümü aktarmak istiyorum:

    Haremin Avrupalıların yazıp çizdiği ile hiçbir alakasının olmadığını fark ettim. Harem Padişahın dilediği kadınla yatması için düzenlenmiş bir kurum değil. Mimarisi bile buna göre düzenlenmemiştir. Padişahın cariyeleri görebilmesi ve aralarından birini seçebilmesi mümkün değil. Kapılar daireler ve geçişler buna göre planlanmamış. Cariyeler yirmibeş kişilik koğuşlarda yatıyor; üst kata yatan kalfaların sıkı denetimi söz konusu Padişahın kalkıp cariyeler bölümüne geçmesi için kuş olup uçması lazım! Harem bir üniversite gibi düşünülmüş cariyeler ise öğrenci. Zaten cariyelerin yaşadığı bölümün kapısında Allahım bize de hayırlı kapılar aç yazıyor ve bu yazı doğrultusunda çoğu padişah tarafından çeyizleri verilip evlendirilmiş. Çünkü cariye köle değil cinsel köle hiç değil bence doğru deyim cariyenin padişahın evlatlığı olduğudur. Ve gerçekten de evlatlık gibi hoş tutulup iyi eğittikleri anlaşılıyor. Haremin mimarisi düzenlenirken burada yaşayan herkesin bir dakika bile boş kalmaması hedeflenmiş olmalı. Harem; sanki askeri bir teşkilat. Bu askeri teşkilat düşüncesini haremi restore ederken sık sık fark ettim. Haremdekiler son derece iyi yetişmiş terbiye edilmiş zeki ve yetenekli kimseler. Yalnızca güzel değil aynı zamanda zeki de olanlar devlet kademelerinde yükselmek istiyorlar. Bunda şaşılacak yada ayıplanacak bir yön göremiyorum. Kendilerine güvenen erkekler gibi haremin kadınları da şanslarını sonuna kadar zorluyorlar. Sanılanın aksine yükselmek için dünya güzeli olamaya gerek yok. Kendisine verilen eğitimi en iyi özümsemiş olan güzel yazan güzel konuşan bu yarışa avantajlı başlıyor

    Sonuç olarak bilinenin aksine Osmanlıda ;Harem-i Humayun, devlet adamları yetiştiren;Enderun mekteplerine paralel bir kurumdu. Buralar, cinselliğin ayyuka çıktığı, padişahın canı çektiğinde içinden kadın seçip beraber olduğu bir yer değildir. Buradaki kadınlar, Osmanlının en üst kültür grubunu temsil ederdi.

    Not : Osmanlıda en üst düzey yöneticilerin dahi giremediği Harem dairesini sanki içinde yaşamış gibi yalan yanlış bilgilerle resmetmeye çalışan gayrimüslim yazarlara itibar ederek Osmanlıyı ve Harem dairesini karalamak tarihimize ihanettir.

    EDiT: CiDDi EKSi OYLANIYORUM. ACABA BU YAZILANLAR KiMiN CANINI SIKTI VE KiMLERiN iŞiNE GELMiYOR....
    0 ...