sözlüklerden okuması izlemekten daha zevkli olan dizicik. daha akıcı bir defa, daha fazla ayrıntı ve kafa yorma var. gece 15 dakika tahammül edilebilir bulduğum diziye tabii ki aziz milletimiz bir aşk-ı memnu ya da fatmagül kadar rağbet gösterecektir.
ve hayır, emek harcanmış sonuçta saygısızlık da etmek istemem emeğin sahiplerine ve de izleyeceklere de aklıma takılan şu ki, neden türk dizi senaristleri "başarısı ispatlanmış" bir türün -ki bu türü entrika-şehvet-açlık üçgenine istemeyerek sokacağım- türevlerini yapmakla kendi başarı hikayelerini yazdıklarını sanarlar? tamam, money talks sonuçta; talep de var arz da ama bu mudur yani?
hayır korkuyorum, mesela depremle ilgili bir dizi çekmeye kalksak, ille de bu depremin mağdurlarını flashbacklerle ya da kurtuluş sonrası bir şekilde yatağa mı atacağız? 2012'yi çeksek aman kıyamet kopuyor hadi soyun mu dedirteceğiz aktörlere aktrislere?
tamam, iş yapıyor bu konu, tükenmiyor da; tüm bir hayat, tüm bir öykü, tüm bir kainat sadece ve sadece bununla ilgili olabilir mi?