çayını kendin demlemendir.
saati kurmayı unutmama halidir.
eve dönüş yolunda yapacağın yemeği düşünmek, sofrayı kendince donatıpta ekmek almayı unuttuğunun farkına vardığın anda kendine küfürler etmektir.
kadehi eline her alman bir seramonidir!
kapıyı asla çalamamaktır.
eve atacak kız olsun olmasın, kızı atacak bir eve sahip olmanın ortamda verdiği gururdur.
maçtan iğrenç bir ter kokusuyla eve döndüğünde, içindeki ses dışında birisinden duş alman gerektiğini duymamaktır.
makarnanın en iğrenç yüzüdür.
istediğinde koca bi şehre kapılarını açabilecekken kendi kabuğun içinde kendi tadını çıkarmaktır.
çavuşun her daim elinin altında olmasıdır.
lafını balla keseceğin bir kimseye sahip olamamaktır, buna üzülmek ama kimseye derdini anlatamamaktır.
sıkılmaktır ilk başlarda sonra sabırdır, alışmaktır.
alıştırdıklarından vazgeçememektir, realitedir.
kıçı havada kızlara benzediğini hissetmektir.
zor olmaktır, kolay beğenmemektir, misafire tahammül edememektir.
bulaşıktan nefret etmek, çamaşıra el sürmemektir.
anneyi anlamaktır. özlemektir.
babanı daha iyi anlıyor olabilmek, daha kolay tanımaya başlamaktır.
gerçek bir birey olmaktır.
koca salonda oturacağın yeri seçememektir.
kaybolan tv kumandasından tüm arama çalışmalarına rağmen umudunu yitirmemek ve günler sonra buz dolabında karşılaşabilmektir.
yalnızlığın en güzel ve en gerçek yanıdır.
maziyi çok kolay unutmaktır. gerçekten yeni bir başlangıçtır.
bütün hayatım alt üst oldu derken, hayatının altının üstünden daha güzel olduğunun farkına varmaktır.
farkındalıktır.
kendini daha kolay tanımak, bilmediğin yanlarınla karşılaşmaktır.
yaşamaktır.