can yakarlar. bu şeyler yakar, yıkar, dagıtır. Olmadık zamanlarda karşımıza cıkar. Kitap arasında cıkan notlaşmalar, kurutulmuş güller, telefonda bi yerlerde kalıvermiş mesajlar, radyoda aniden çalıveren şarkılar, olmadık zamanda karşımıza çıkar insanı yaralar.
Geçtiginiz, ayak izlerimizi taşıyan sokaklar, yemek yediginiz lokantalar, içtiginiz barlar cafeler... Her yerde izleri kalmıştır onun. Sonuç aynı. Bir avuç dolusu geçmiş.