umulmadık anlarda aile bireylerinden gelen telefonlar beni korkutmaya başlamıştı son bir kaç yıldır. her defasında telefonu korkarak açıyor ve o sözleri duymaktan korkuyordum. yaklaşık 2 hafta öncesi bir gece bu korkum son buldu. gece saat 00.30 gibi çalan telefonun ekranında kardeşimin ismi yanıp sönerken ellerim titremeye başladı ve kardeşimden o 3 kelimeyi duydum;
"abi dedem öldü".o dakikadan sonra sabaha kadar hüngür hüngür ağladım ,hayatımda hiç ağlamadğım kadar ağladım.
sabah 7 otobüsü ile bursa'ya doğru yola çıkarken beni uğurlayan kız arkadaşıma bile elimi kaldırıp veda edemeyecek kadar güzsüzdüm. cenaze ya da benim bu ölümü kabullenmeyi denediğim anların olduğu kısım belki de hayatımın en zor anlarından biriydi. cenaze sonrası tekrar eskişehir'e döndüğümde ağlamaya kaldığım yerden devam ederken cenazeden önce dedemin eşyalarının arasından bulup koluma taktığım saate bir kez baktım. 20 sene öncesine gittim. salıncaklara doğru koştum dedemle, şimdi yukarıdan bana baktığı yere doğru yükseldim her bir sallayışında. sonra bana kızacağını bile bile atladım salıncaktan koştum yanına. gözlerinin içerisine baktım, bana her gün aldığı gofy gofretimi versin diye. gömlek cebinden çıkardı uzattı bana doğru. aldım gofretimi bir ısırık aldım dedem yanımdan kalktı uzaklaştı gözlerim doldu, bir ısırık daha aldım dedem daha da uzaklaştı ve ben ağlamaya başladım.son ısırığımı aldım dedem el bile sallamdan gitti bana, kayboldu. şimdi elimde bir kol saati kaldı, bir de eskimiş kasketi. bir de hiç bitmeyecek hasreti .
huzur içerisinde yat büyükbaba, ben seni çok özledim .