-Öğretmenim,bugün ağladınız ya siz ben çok üzüldüm.(kitabı gösterir)Ben bunu sakladım
Yurdanur: Aaa!
-Zehirli bir kitap olsaydı babam almazdı ki aynısından bana.
Yurdanur: O zaman sen bunu okumuşsundur?
-Yok daha okuyamamıştım,babam almıştı ama evde duruyordu.Bugün son sayfasına kadar okudum ama son sayfasını okuyamadım çünkü müdür geldi
Sonunda noluyor öğretmenim.Küçük kara balık ölüyor mu?
Yurdanur:Kitap şöyle der:"Bir daha küçük kara balığı gören olmamış.Hikayeyi anlatan nine balık uyumuş,torunlar da uyumuş.içlerinden bir tek küçük kırmızı balık uyumamış.Bütün gece boyunca okyanusu ve küçük kara balığı düşünüp durmuş."
-Çok güzelmiş.
Yurdanur: Sen kitapları seviyor musun?
-Kitaplarıda çok seviyorum,filmleride çok seviyorum...
Yurdanur: Eee büyüyünce ne olucaksın bakalım?
-Bilmem.
Yurdanur: Okumaya devam et.Belki bir gün sende güzel hikayeler anlatırsın insanlara...Bugünleri anlatırsın...
-Ama bu çok zor ya unutursam...
Yurdanur: Çocukken yaşadıklarını hiçbir zaman unutmazsın çünkü hafızanın en temiz en güçlü olduğu zamanlardır çocukluk..Büyüyünce bu günleri unutma;kitapların yakıldığı,insanların fikirleriyle suçlandığı bu günleri unutma.Unutma ki anlatabilesin bunları.Türkiyeyi sevmeyi anlat birilerine,birileri bunu hep yanlış anladı çünkü.
-Ya beni de yanlış anlarlarsa,ya beğenmezlerse
Yurdanur: Olsun sen yine de bir hikaye anlat. Beğenen inanan birileri çıkıcaktır elbet! Hadi bakalım al bunu, şimdi evine git. Konuştuklarımızıda kimseye söyleme
-Tamam
Yurdanur:Küçük!!Adın ne?
...
(bkz: çemberimde gül oya)