ilk sezon ne güzeldi lan. kazığı atanlar net, kazık yiyenler çok net, karaktersiz karakterler belli, ezilen belli, ezilenin intikam yolu belli, ezel'in de yapması gerekenler belliydi.. işleri öyle bi sarpa sardırdınız ki geldiğimiz noktada dayının ibneliğiyle, onun büyük aşkının meşrebinin gramını tartışır olduk.
gözümüzde bir iki dogmatik karakter vardı onların da amına koydunuz, sorgulatmadık zerre nokta bırakmadınız tebrik ediyorum.
yannııııızz, 1970 döneminin te en başından beri, dayı ile selma arasındaki o voltajı, o ambiyansı, o şampiyonlar ligi finali atmosferini görmemek için sadece kör olmak da yetmez, sağır olmak da lazım. birbirlerine olan bakışları geçtim, başbaşa kaldıkları her vakit sarfedilen cümlelerin vuruculuğu, bedene değil içindeki masum ruha oynama, yüreğe ve beyne ince ince işleme gibi romantik hareketler ; kenan birkan'ın bu hikayede ancak bir nesne olduğunu (hem de oldukça belirtisiz nesne) belgeler nitelikte mizansenlerdi.
kenan ile selmanın olayı yanlız dudak birleştirmekten ibaret iken, dayı ile selmanın olayı o dudakların arkasındaki hayatları birleştirmekti.
sadece bu noktaya dikkat çekmek istedim ve gidiyorum..