" amerikan filmi gibi başlayıp türk filmi gibi biten filmdir."
filmde bir çiğlik vardı, filmin finali kötüydü
filmdeki en zayıf oyunculuk mahsun'a ait.
ali sürmeli'nin oyunculuğu muhteşem ama sürmeli sakalsız olacaktı.
ali sürmeli'nin yönettiği zikir mantık olarak çok saçmaydı, ali sürmeli'nin canlandırmaya ya da çağrıştırmaya çalıştığı karekterin öyle zikir ritüelleri yoktur o sahne rufailere ya da aczmendilere ait bir sahneydi. Bu durumun farkedilmemesi çok komik.
haluk bilginer iyiydi ama nezarette diğer lideri hemen etkileyebilmesi komik oldu biraz.
bitlis'teki ölüm sahnesinde, ananın ağıt çekmemesi çok enteresandı.
bitlis kısmı zaten başlı başın facia.
mahsun'un artık yılmaz güney'i taklitten vazgeçmesi gerekiyor, birinin "mahsun sen artık büyüdün kendi ol" demesi gerekiyor. başı suya sokma çok abartılıydı.
ayrıca mahsun'nun oyunculuğunun çok çiğ olduğu, çok sırıtıyor, sanırım kamera arkasında kalsa insanlar daha çok saygı duyacaklar.
mahsun'nun filmde 8-10 sözcük kürtçe konuşması çok ucuz bir popülizmdi.
mustafa sandal'ın oyunculuğu çok da sırıtan bir durum değildi.
filmde çok yadırganan taraf hiçbir karekterin oyunculuk sergilemesine fırsat verecek sahne olmamasıydı.
giriş sahnesi etkileyiciydi ancak abartı vardı. ben 18 kişinin öldürülüp polisin 6 şehit verdiği hiçbir operasyon hatırlamıyorum.
filmdeki domuz bağı ile bağlı insanlar sahnesi çok iyiydi.
filmin en entersan boyutu bir arabeskçinin bu düzeyde film yapabilmesidir. bu boyutuyla bakılınca eleştirilerin haksızlık olduğu sonucu bile çıkar.
herşeye rağmen izlenmesi gereken filmdir.