Sabahın ilk ışıkları, bir gece yolculuğunun daha sonuna gelinmiş olduğunu haber vermektedir.
Yazar kişisi kapanmakta ısrar eden gözlerini zar zor açar, otobüsten inmeye yeltenir, tam inecekken bir yolcunun sesini işitir:
- Hanımefendi, bakar mısınız? Sanırım atkınızı düşürdünüz.
Yazar kişisi uyku sersemliğiyle geri dönüp yere düşmüş atkısını alır, bahsi geçen yolcuya teşekkürünü eder ve tıngır mıngır merdivenlerden inip muavinin yanına varır.
O sırada muavin kişisi valizlerle uğraşmaktadır.
Yazar kişisi "işte şu benimkisi" diyecekken; muavin, gözleri parlamış bir şekilde şu sözleri sarf eder:
- Keşke bıraksaydınız atkınızı... Ne güzel! Benim olurdu!