öyle bir geçer zaman ki

entry4868 galeri
    1180.
  1. Başlangıçta sineye çektiğimiz senaryodaki özensizlikler ve saçmalıklar, bu bölüm itibariyle artık iyice zıvanadan çıkmıştır. Gerek siyasi çatışma, siyasi kavga ve aile içi şiddet sahneleriyle olsun, gerek karakterlerin arasında gelişen aşk, entrika, kıskançlık, duygusallık sahneleriyle olsun gerçekten mantık dışı ve tekrarlana tekrarlana insanın içini bayan, etkileyiciliğini yitirmiş bir dizi olup çıkmıştır. Seyircinin hala "acaba" dediği bir iki ufak gizemden başka bir espirisi kalmamıştır dizinin.

    Bu bölümde akılma en çok takılan noktaları sıralamak isterim:
    1) Soner gibi zengin, variyeti yerinde birinin kardeşi neden istanbulun orta halli ve hatta ortadan biraz daha düşükçe ekonomik seviyede seyreden bir mahalledeki liseye gitsin? Neden onca özel lise varken "Katip Çelebi Lisesi" ? Artık anladık ki Soner' in yaptığı tüm o partiler, Aylin' i gözüne kestirip okul çıkışlarına gelmeler, yemeğe götürmeler, giydirip süslemeler, çiftliği gezdirmeler, "istersen bunların hepsi senin olabilir" vs demeler hepsi kardeşi Murat içinmiş. Meğer Aylin' i gözüne kestiren temiz yüzlü kardeşimiz Murat imiş... Tamam, kardeşin engelli olabilir, engelli olduğundan ötürü Aylin' in karşısına kendisi çıkmaya cesaret edememiş ve biraz da zenginliklerinden, gizemlerinden etkilenmesini bekleyip ondan sonra karşısına çıkmak istemiş olabilir diyelim. Ama Sonercim, sen saf mısın? O yaşta bir genç kızın, senin bunca tavrını doğal olarak yanlış anlayacağını, kendisini sevenin, isteyenin sen olduğunu zannedeceğini ve senin o yakışıklılığına ve onca jestine vurulacağını düşünemiyor musun? Olayın nedir senin Soner huu neyin peşindesin? Neden kız omzuna yaslanıp kikirderken, elini tutarken şaşırmıyorsun, "şşt hop aylin aluu sen yanlış anladın" bakışı atmıyorsın nedeeen! Yoksa değişik bir bihter ziyagil olayına mı tanık olacağız... Nerdeee.. ah aşk-ı memnu aah yerin dolmuyor.

    2) Yeni bölüm, Cemile' nin saf saf "aayy saat onikiyi çeyrek geçiyo yaa nerde bu berrin insan bi haber vermez mii yaaa" diye evin içinde salınmasıyla başlıyor. Ben bunu anlayamıyorum gerçekten bak. 2010 yılındayız, bugün o yaşta bir kız sabah okula diye evden çıksın, gece 00.15 olsun daha eve gelmemiş ve hiç bir haber de alınamıyor olsun, anneler de kardeşler de ayılıp bayılmadan, polislere gitmeden evin içinde "aay ilahi kızım yaa insan bi haber verme mi nerde kaldı kiii" diye dolansın... Kendimi paralıyorum burda yaa böyle saçmalık mı olur. Heleki o dönemden bahsediyoruz yönetmen ama olmaz ki. Bi kere Çemile' nin o saate kadar çoktan polise gitmiş olması gerekiyordu ne bileyim bi arkadaşlarını araması gerekiyordu.saçmalık işte yaa of saçmalık akıyor her yanından bu dizinin yemin ederim. Ayrıca Berrin malı bu laflarım da sana bak iyi dinle. Her ne kadar senaryonun kurbanı anan salaklıklar yapsa da sonuçta kaçırıldığını öğrenmiş, polise de gidememiş öğrendikten sonra, kadın perperişan olmuş yolunu gözlemiş sen gelene kadar sonra birden acayip acayip şeyler öğreniyor gelip iki kelam soruyor sana, sen napıyosun??? Anca çemkir sen berrin, anca anneye "sağır mı oldun anne bi git başımdan ya ooff konuşmak istemiyorum dedim sana yaa giiit" falan diye itele ananı. pis nankör, bet sesli bencil. insan bi anlatır anacım böyle böyle böyle oldu diye.
    Hem ayrıca sen hani en son Ahmet' in formaliteden evliliğini çakmayıp, Ahmet'e de konuşma fırsatı bilem vermeden ayakların popona vura vura kaçmıştın, hani onu görmek bile istemiyordun bir daha, hani bıraksın dı artık peşini noldu??? Kan revan içinde odana attılar diye mi birden değişti her şey. O zaman sana vahiy neyi mi indi ahmetin evliliği sahte diye. Noldu da yumuşayıp fırsatını bulmuşken öpüverdin her yerini Ahmet' in? Aşkını ilan ettin falan. Anlamıyorum seni Berrin ya valla bak. Evine döndüğünde Hakan Ahmetden için karın marın diye konuşunca da yine koşarak eve girdin trip attın Ahmet' e. Mal mısın kızım?
    Zaten Berrin' in kaçırılma sahnesi falan o kadar yavandı ki... Biz bir çemberimde gül oya seyrettik değil mi ne diziydi ama... karşılaştırmak bile hakaret olur ona. Orada Yurdanur kaçırıldığında böyle mi oldu? Böyle sakin sakin miydik hepimiz. Neler oldu neler. yapmayın lütfen.

    3) Hakan... Seni seviyordum gerçekten. Hatta bu bölüm sürekli "ayy canım yaa yerim ne datluu, aa ama haklı çocuk ya, ooouuw röpdeşambırına bak annee anaağm" falan diye konuştum durdum, her daim seni savundum, seni tuttum ama sen naptın? Yani oldu mu şimdi kapı önünde "Ahmet karın bekler haydin gidek" falan demelerin sorarım sana. E yani o kadar şey yaptın sıçtın sıvadın en sonunda hakan be. Gerçi ben anladım neden öyle yaptığını. Herkes mucuk mucuk Ahmet' e sarıldı ona teşekkür etti. Bet sesli mundar Berrin bi sarılmadı bile sana. Sen de gıcık oldun tabi, bazı şeyleri hatırlatayım dedin biliyorum. Yaa işte anlıyorum yine de seni ama yine de demiyeydin keşkem. Hakanım benim canım mck.

    4) Aaliğğ, nası yüzün güldü öyle len Caroline i görende. Ama o burun yeme olayı neydi yarıldım yemin ederim. O nası bi sevgi belirtisi nası bi temas ahzuhashauhsua off... Neyse onu geçtim de bence Caroline hamile kalıcak Ekbeğğv den. Aaaliğğ de Ekbeğğvv in bebesini büyütücek "yavrim" diye. Sonra da o bebeden çok pis kazık falan yicek heralde bilmiyorum. Ha unutmadan, Ekbeeğğv in başucundaki silahı hadi uzanıp alamadın, ayağa kalkıp da mı alamıyosun malak karı? Senaryo mal işte mal diyorum.
    Ayrıca Ekbeğğv sırtın iğrenç kıllı falan. Ama bu dizinin en ballısı sensin ha. Hem karıyı hallet hem paraları al oh mis valla. Ayrıca o "dil dile değmeden, dil öğrenilmez" repliğine de hasta olmuştum söylemeden edemiiciim. Ama şimdi Allah için o kapı önünde çocukları paralama sahnen çok komikti. Hele Berrin' e "sus gız" dedin ya ahahahah öllldüm laan. bi de böyle "kafanı patlatırım lan senin haa... sus lan" demelerin beni benden aldı. çok doğaldı lan.

    5) Çeemileğ, salaklığına doyma anam olur mu. Sana o evi üzerine yap yoksa da boşanmam diye diret demedik mi ha? Bu adam sana nasıl bir güvenilir his verdi de sen lafına güvendin, salak salak "ay yok valla tapuyu vermem dedi ama istediiniz kadar oturabilirsini didiii" diye dolandın durdun ortada. Ayrıca, o embesil çocukların, özellikle de hukuk da okuyorum diye geçinen malak kızın Berrin neden hiç müdahele etmediler olaya. Neden demediler sana "annee bak saçmalama o adam yarın öbür gün bizi evden kapı dışarı eder bu adamdan her şey beklenir olmaaz bak sen ne yap et evi üzerine yaptır" demediler. Her şeye akılları basıyo da bunu mu düşünemediler. Ay valla saçmalık ya normalde böyle mi olur. olmaz. Ha bu arada, bence ilerleyen bölümlerde Caroline Ali' nin aklına girip Osman' ın velayetini Çemileğ den alıcak ve başarıcak da bence. Zaten Osman annesinden için "hala bekliyorum" derken başka bir şey kastetmiş olamaz çözdüm ben. Kesin büle olucak.

    6) Hey' Balıkçı senin olayın ne abi? Anladık, dizilerde olur böyle hep balıkçıdır, kuşcudur, mahallenin delisidir vs... Ama onlar hep doğruyu söyler, doğru yola yönlendirirler yanlış yapanı. Sen nabüün? Anca kadeh tokuşturup Büyük iskender hikayeleri anlatıyosun. Nesin sen he? Bi işe yara.

    7) Eveeet geldik bu bölümün tek güzel sahnesine, mete sahnesine. Lisedeki bütün gerzek öğretmenlere ve özellikle müdüre olan hıncımı aldın be metecan. Off neydi o öyle "sikerim lan böyle dünyanın adaletini" diye masaları parçalaman zuhahah götün götün kaçtılar lan koskoca adamlar senden. En sonunda neyzen tevfik olup çıkacaksın. Bu şiir de benden sana gelsin.

    ben bu dünyanın devr-i devranını,izzet-i nefsini sikiyim,
    yansın bu ibneler su veren itfayenin hortumunu sikiyim,
    ben delimiyim mecnun gibi bir am için çöllere düşeyim,
    verirse verir, vermezse leylayı da sikiyim.

    ZUHAHAHAHAHAUHZUAZUAHZA
    0 ...