öyle çok yurt dışına falan çıkmadım. birkaç sene önce, daha ufacıkken ingiltere'de bir yaz okuluna gitmiştim. galatasaray'ı biliyorlardı, formamdan tanımışlardı hatta, aa o galatasaray mı falan diye. o şekilde benim çat pat ingilizce'mle fenerbahçe ve beşiktaş'ı hiç duymadıklarını öğrenmiştim. galatasaray hakkında ise geniş bir bilgiye sahipti, menajerlik oyunlarında da birinci seçimlerinden biriymiş hatta. ha bir kişiyle konuşmadım ben bunu, o yaz okulundaki birkaç erkekle falan, tanıdılar yani. hiçbirisi de fenerbahçe'yi bilmiyor ya da bok görüyorlardı.
geçen sene de hollanda'ya gittim aynı şey orada da oldu. bu sefer daha oturmuş olan ingilizce'm ve daha mantıklı düşünerek yaptığım futbol yorumlarımla oldukça güzel konuşmalar yaptık ve galatasaray ile ilgili birçok şeyi biliyorlar. tabi bunda rijkaard'ın da etkisi yok değil, ama uzun zamandır takip ettiklerini belirten çok kişi oldu. 2000 uefa finali'nin hala gözlerinden gitmediğini belirten oldu. 2002'deki 6-0'a çok üzüldüklerini belirttiler. yerim sizi dedim. bunun hala bazı bahane arayan mallar tarafından ileri sürüldüğünü söylediğimde de, geçmiş geçmişte kalmıştır, gündeme getirme amaçları nedir ki gibi tepkilerle karşılaştım, hak da verdim.
