--spoiler--
o gene boyunca ılık bir bahar yağmuru yağdı. kaldırımdaki it boklarının, hani şu sadık, iyi dostlarımıza ait güzel atıkların arasından zikzaklar çizerek yürürken, ilkbaharın soyunma zamanı olduğunu düşünüyordum. durup sokaktaki ışığın güzeliğine, karanlığın yumuşak aurasına hayran oluyordum. kentin doğusuna doğru ilerlerken tüm duygularım şiirselleşmişti. her şeyi, evlerin cephelerini, arabaları, telefon kulübelerini, sosis satan büfeleri, tramvay raylarını gerilerdeki bir başka şeyin ifadesi, bir ruhun belki de tanrı'nın manifestosu olarak düşünüyordum. insan yaratıcılığnın eseri- evet tamam.ama nereden geliyordu bu düşünceler, itkiler? ve niçin aramızdan yalnızca bazılarına doğuştan armağandı engin düş gücü, arayıp bulma tutkusu? çünkü böyleydik biz; çok uzaklarda, çılgınlığın savanlarında çıktığımız, yaşam boyu sürecek olan safaride, varlığına derinden inandığımız altın gergedanın peşinden koşan bir çete...
--spoiler--
bir yanda hayatı, düzeni eleştiren,umursamazlık barındırırken diğer yanda da yaşamın ayrıntılarındaki gizi ve güzelliği yakalamış ruhların romanı.