her şeye geç kalmayı bir şekilde beceren çocuktur.
saat kaç diye sorarlar çünkü saatine ayak uyduranayan yanını gözüne gözüne sokmak isterler.
ben, saat kaç diye sorulmayan ama saatini kolundan ve aklından asla çıkarmayan çocuklardandım.
o anlamsız ıvır zıvır şeylerden hiçbirine geç kalmadım.
ama ne yaptım biliyor musunuz?
gönül saatime bakmayı, onu anlamayı, onu okumayı ve ona ayak uydurmayı başaramayarak, tüm saatlerimi kaçırdım.
artık bana sevdalı yüreğim saat kaç diye soruyor.
neden bu kadar geç kaldın, neden bu ilk ve son treni kaçırdın diye soruyor.
lanet olsun kolumdaki saate ki, bana gerçek saatlerimi kaçıran, korkak bir yan yamadı.
çıkarın o saatleri kollarınızdan.
asıl saatinizi kaçırmamak adına, çıkarın ve size saati soranlara, gülüp geçin.
o lanet olasıca tiktakların ağırlığı altında an ve an ezilmemek için saatsiz yaşamayı öğrenin.