kemalistler dediğimiz, özgürlük düşmanı, kalıpyargılardan dışarı çıkamamış, karşısındaki her eleştiriye verdikleri tek cevap hakaret ve küfür olan ve bu anlayıştaki herkesteki o inanılmaz mantık hataları silsilesinde yerlerini almaları durumudur.
onlardan tabii ki de bir çok var..
ama aklıma gelen en basitinden şu.
27 mayıs 1960..
12 mart 1971..
12 eylül 1980..
28 şubat 1997...
eminim ki bunları okurken gözleriniz yaşardı. evet.. ilginç..
neyse türkiye cumhuriyetinin yüz karası, demokrasinin düşmanı bu talihsiz ve her aklıma geldiğinde lanetler okuduğum darbeleri gerçekleştiren, o zamanların kemalist zihniyetteki ordusu idi.
mantık hatamız şurada: milli eğitim sistemimizin fabrikasyon çıktıları kemalist arkadaşlarımızın söyledikleri, her zaman tekrar ettikleri şey nedir?
şudur:
"efendim.. sevmediğiniz atatürk'ün kurduğu bu düzen sayesinde bunları yapabiliyorsunuz, bu kadar özgürce konuşabiliyorsunuz.. kendinizi ifade edebiliyorsunuz ve size bu güne kadar kimseler karıştı mı?"
galiba laf nereye geldi herkes anladı..
şuraya geldi:
madem istediğim gibi kendimi ifade edebildiğim bir ülkede yaşıyorum? neden bu zamana kadar tam 4 kez, 1 değil, 2 değil, 3 değil.. 4 kez.. özgürlüğümüze sizin kafanızdaki insanlar ne hakla ket vurdu? ne hakla benim ifade özgürlüğümü engelledi? kim o hakkı verdi bunlara? noluyor? siz kimsiniz? ne sanıyorsunuz kendinizi?
lan bu güne kadar zaten farklı bir düşünce, farklı bir görüş ifade edilmeye çalışıldı, sudan bahanelerle darbe yaptınız. darbe yapmakla kalınmadı insanlara işkence edildi. bunlar laikliği ve cumhuriyeti koruma adına yapıldı, sonra da insanların karşısına geçmiş, zorla:
"birilerini seveceksin, kabul edeceksin!!!, etmezsen de siktir olup gideceksin!! be hey dürzü..!!"
tamam da kendimi ne zaman ifade etmeye kalksam başımı ezdiniz..
biliyorum ki şu an darbe olsa zil takıp oynarsınız,
ama merak etmeyin o devir kapandı..
acıyorum size aslında.
neden mi?
elinizde sadece neyzen tevfike ait olduğu sanılan bir adet şiir var..
şükürler olsun bu günleri de gördük..
