küçük iskender

entry1028 galeri
    612.
  1. bir şehirden bir başka şehre giderken
    hep seni düşündüm
    bir yüzden bir diğer yüze çevirirken bakışlarımı
    arada senin kırık, huzursuz gülümseyişin
    çocukken anneme değil, sana sarılmışım bilmeden
    senin göğüslerinmiş onlar nerden bileceğim
    yatağımdaki beyaz ayı, senmişsin o da
    karanlıktan korkmayışım, yaramazlıklarım, o da!
    delikanlıyken arka cebimdeki falçata: gözlerin
    teninle kuşatılmış tenim
    öptüğüm ilk kızın ağzından
    ağzıma dökülen mor tükürükte
    adın yazılıymış mum ışığında okudum...

    sezdirmeden sevdim farkettirmeden ayrılacağım
    bir radyo aniden bozulacak
    bir diktatör devrilecek uzak ülkelerde o sıra
    bir meydan saati duracak ansızın
    bir yangın çıkacak ormanın birinde
    sen bu şiiri okurken mum ışığında...
    aşkın ozon tabakası delinecek
    gecenin atmosferindeki gazlar tutuşacaktır
    bir trenin arkasına bağlayacağım mektuplarımı
    hiç okumadığın mektuplarımı
    tren uzaklaştıkça, hızlandıkça
    mürekkep ve kağıt, sürtünmekten alev alacaktır!

    sonra sahile ineceğim koyu bir banka oturacağım
    ağlamak isteyeceğim koyu bir banka oturacağım
    titreyecek ellerim, sağ elimi sol elimle avutacağım
    sıkı sıkıya tutacağım onu
    deniz bir şeylerden kuşkulanacak
    birşeylerden kuşkulanacak yağmur
    şimşek omzuma atacak kolunu:
    -unut, diyecek, bitti işte artık!
    isyan bile edemeyeceğim, hakkım bile olmayacak
    hakkım bile olmayacak haykırmaya, bağırmaya
    kendi koynuma uzandığım an
    telsiz gitarları anımsayacağım
    bir bant, teypte saracak-massive attack, protection-
    bir orospu bıçaklanacak hong kong'ta o sıra
    bir kuş ölecek uçarken ansızın zort diye
    bir çiçek solacak vazonun birinde 'fıss' sesi çıkartarak
    sen bu şiiri, içini çeke çeke yakarken!

    sezdirmeden sevdim farkettirmeden ayrılacağım
    hep kış olacak bu yıl, dört mevsim kış,
    bir daha yaz görmeyecek
    seni terkettiğim gün doğan bebekler!
    senin yüzünden bütün öğrenciler sınıfta kalacak
    hastalar iyileşemeyecek, hamileler doğuramayacak
    herşey yarım, herşey öyle eksik
    bitmeyecek ömürler!
    insanlar ayakta çürüyene kadar yaşayacak,
    bir odadan bir odaya geçerken
    hep seni düşündüm çünkü ben,
    bir sinemadan bir diğer sinemaya yürürken kararsız
    oralarda senin kırık, huzursuz ihanetin
    öptüm seni hem de bilmem kaç kere
    ama resmin hissetmez ki dudaklarımın sidikli sıcaklığını
    sezdirmeden almıştım farkettirmeden yırtacağım!
    bir balık oltadaki yemi yutacak
    bir kız, sevgilisini yumruklayacak o sıra
    sanki s..imdeymiş gibi, doların yükselişini durduracağım
    sen intihar ederken orada
    ben intihar ederken burada
    aynı acıyla...
    ayrı yerlerde...
    yanyana...

    sezdirmeden öldüm farkettirmeden öldüreceğim
    birini bırakıp başka birini severken
    hep, seni özledim çünkü ben!

    Küçük iskender..
    0 ...