Birkaç gündür yazmayı tasarladığım bir şeyler vardı aslında. Fakat bugün tesadüfen gördüm ki malum olayla tekrar sözlük semalarında gündeme gelmiş. Öncelikle Acun ılıcalı'nın özel hayatını eleştirirken "zaten belliydi, karakterini ortaya" koydu kurnazlığıyla olaya yaklaşmak empati yoksunluğundan ileri gelmekte diye düşünüyorum. Çoğunuzun entry'lerine baksak onlarca rezil, iğrenç fantazilerinizi klavyeye dökmüşsünüzdür. Ayrıca sen ne Acun ılıcalı'yı tanırsın, ne eşini tanırsın, ne dört duvar arasında neler yaşandı onu bilirsin, ama haber sitelerindeki 3 satırlık bültenden yola çıkıp, kafanda kurduğun ve öyle olmasını arzu ettiğin şöhret ve parayla gelen karakter bozulması, önlenemez şımarma soslarıyla birlikte Acun ılıcalı'ya ve programlarına olan nefretini de katarak hain yalancı koca profilini oluşturursun.
Hayır bir de Deniz Baykal'ın kaseti çıktığı zaman "insanları siyasi kimliğiyle yargılayın, özel hayatlarıyla değil" diye bas bas bağırıyordun. He, eğer dersen ki "Ama Acun ılıcalı ekranda samimiyetinden dolayı yükselmiş bu noktalara gelmiş biridir, bu yüzden evliliğindeki yalanlarının ortaya dökülmesini sorgulamak en tabii hakkım!" bir şey diyemem. Empati yapmaya çalışırım ama; aşık oldum yaptım derim herhalde. Hani gayet insani bir durum bu, aşık olursun aldatırsın bu kadar, çok insani bir durum. Biz toplum olarak gönül işlerinde hep korkak olmadık mı sanki? Niye o filmlerdeki kararlı aşıklara özenip, imrenip daha sonra gerçek hayatta bize dayatılmışları sineye çektik hiç düşündünüz mü? ailenizde, komşularınız arasında hiç Sevdiği kız bakire olmadığı için ailem ne der korkusuyla onla evlenmeyen, sırf çocuklarının ruh sağlığı bozulmasın diye heyecansız, monoton evliliğini sürdüren, "torun-torba sahibi oldun" denilerek hayattan eli, eteği çektirilen, eşini genç yaşta kaybetti diye toplum gözünde ölene kadar yanlız yaşamaya mahkum edilmiş insanlar yok mu hiç? Onlardan gönül işlerinde hep cesaret beklerken şimdi yargılamak niye peki? Şu noktadan eleştirebilirsiniz, "aşık olmuş olmasına ama neden gizli, örtülü bir şekilde devam ettirmiş, tek celsede boşansaydı o zaman." işte Acun ılıcalı gücünü samimiyetten alan birisi, demek ki göze alamadı ya da Türk halkının nezdindeki yerinin bozulacağından çekindi vs bilemem.
Ama arkadaş sizin bu ahlakçılığınızdan gına geldi be. Samimi değilsiniz çünkü. Eğer samimi olsaydınız yazdıklarınız, düşündükleriniz evliliğinin dağılması üzerine ve çocuklarının psikolojisi üzerine kaygılanmak olurdu ama siz mal bulmuş magribi gibi ahlakçılık yaparak fırsatçılık peşinde koşuyorsunuz kendiniz çok ahlaklıymışsınızcasına. Sırf kaçamak maksatlı da yapılabilir, olabilir arkadaş. Ama sizin taassbunuzun sınırları yok ki, Fethullah Gülen Amerika'da çiftlik evinde kalır çevresinde hiç kadın yok, hiç mi arzulamaz yoksa eşcinsel mi diyerek aşağılamaya çalışırsınız, başka birine meyleder gönül yine beğenmezsiniz. komşumuzun 89 yaşındaki babası Acun ılıcalı kadar varlıklı olsaydı bu yaşında o da yapardı. Bunu okuyan arkadaş, emin ol Senin babanda yapardı. Hepimiz yapardık oğlum. He tamam ortaya çıkmaması daha evla ama bu yani. Hiçbirimizde peygamber sabrı yok, kaldı ki benim bildiğim peygamberimizin bile sadece 4 tane nikahlı eşi vardı, cariyeleri saymıyorum bile. He tek fark müslüman adam "4 eş kılıfına sokuyor" diğeri özel yaşam deyip metres hayatı yaşıyor ama durum bu.
BEnce artık işlerine daha fazla konsantre olması gerekmektedir. Fakat yurtdışından formatları toplamak yerine türkiye'nin orta doğu, balkanlar ve orta asya'daki itibarını, potansiyelini değerlendirip artık format satın almak yerine satması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü türk tv sektöründe gelebileceği en üst noktalara kadar geldi kendisi.
Oralarda bakir bir pazar var, biraz kamuoyu yoklaması biraz pazar araştırması, biraz izleyici tercihleri -ki her ülkede vardır bu verileri sağlayacak firma- formatları buna göre oluşturabilir. Ne bileyim Başbakan'ın popülaritesinin yoğun olduğu ülkelerde buna uygun bir şeyler düşünülebilir mesela. Çünkü önemli olan patatesi üretmek değil, ondan alınacak verimdir. Pazarda kilosunu 3 milyona satıyorlar ama idaho'da ürettiklerini mcdonalds'ta -ki toplasan 2 tane etmez- 3,5 $'a satıyor tüm dünya'ya. En azından bir yarışma ile şansını denesin, bunu da denemedik demesin. Haddime düşmez ama olaylar karşısında susmak bence en iyi kriz yönetimidir. Acun ılıcalı neler yaşadı, eminim bu günleri de atlatacaktır.