25 kasım türkiye erkeklerinin utanç günü

entry9 galeri
    5.
  1. bilgisayar masasını üzerindeki süslü şekillerden mütevellit baba yadigarı saat başımın üzerinde savaş makinalarını andıran metalik bir bomba gibi patladığında, erken uyanıp tedirgin edici halimden sıyrılıp sözlüğün başına oturmuştum.

    üzerimde jack london'un ademden önce isimli eserinde betimlediği orangutanların dişilerine uyguladığı su katılmamış türk atalarımdan kalma ve derinlerimde saklı şiddeti duyumsuyor ve avurtlarıma vurmaya başladığını hissediyordum. kurbanlarını düzerek öldüren sade pratogonistlerinde olan bir hayıflanma bir şiddet içgüdüsü davranışlarıma yön veryiordu.[içimdeki kaynayan ve bir şiddet objesi arayan ilken benliğimin kadına vurmak adına tüm psişemi cidar ettiği bir tam tam çalmasıydı bu] gün daha yeni ışımıştı, donuk bulutlu bir sabahtı; gözlerim kanlanmaya başlamış odamın dibindeki küçük kare aynaya baktığımda ise bu günün normal olmayan günlerden biri olacağını sezinlemiştim.

    içimdeki yang tarafı ying tarafını kemiriyor; Dr. Jekyll mrs hyde'ı arıyordu. bu esnada aynada kasaba seçkinlerini andıran, pembe yanaklı, kiraz dudaklı, rugan ayakkabılı, kısa etekli, mor giyinen, sade'nin öjenisinin ilahi göğüslerini ve tombul japon balıklarını andıran bir cins-i latif belirdi. fekat jung amcamızın bize defalarca hatırlattığı "ruh imge"lerimizden birisi olmasındı bu? kendisine bakarken hissettiğim Unheimliche duygusu ve sanki kendimden birşey olduğunu zannedip aynı zamanda yabancılık duyduğum ilkel atalarımdan kalma bir o kadar da modern dürtüler ile süslenmiş bir hissiyattı. bir an dünyanın durduğunu sanıp memelerimi yokladım bende herhangi bir değişiklik yoktu, lakin aynadaki görüntü üstesinden gelemeyeceğim bir ankebuttu sanki!

    sabah kalktığımda avurtlarımı dolduran bu tekinsiz şiddet eğilimi ile aynadaki görüntü arasında müvazi bir bağlantının olduğunu içgüdüsel olarak duyumsuyordum. lakin aynadaki imgenin belirsiz ve kaçamaklı imalarından zihinsel durumumun bir başka tuhaf yönünü daha öğrendim. aynadaki imgeye bakıyor, bu imgenin yüzde 41.9'una şiddet uygulayasım geliyordu. hatta kendisi bir zamanlar tartıştığım bir feministi ne kadar andırıyordu! zaten ona da tartışmamızın en orta noktasında tam ağzının ortasına şepeşille bir aparkat çekesim gelmişti.

    sadisttim ben, ne kadar doğama aykırı davransam da bu yüzde 41.9'luk şiddet ruhumu kemiriyor bir Maelström anaforu gibi içine çekiyordu! tam o anda aynanın hipnoz eden etkisinden kurtuldum[bir doppleganger'di ya da iyi saattte olsunlar bu eminim] gözüm banyonun karşısındaki duvarda asılı olan kare biçimli zaman gazetesi diyanet takvimine takıldı! 25 kasım'dı bugün![giriş katına zaman gazetesi bırakan şakitler getirdiydi bunu]
    ikirciklendim, küstüm kendime kızdım, Kaybetmenin tiryakisi bir çoçuk gibi
    Sustum ve boynu bükük bir küheylan gibi hissettim. bi ayakları hüzün taşıyan şiddete uğrayan kadınları düşündüm, insanlığımdan utandım!
    0 ...