Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yıllarca kasıtlı olarak yanlış anlatılmasından ötürü, bazı bünyelerde oluşan sanrı ile ilgilidir bu başlığın konusu.
ben 38 yaşımdayım ve kendimi bildim bileli birilerinden mutlaka duymuştum bu ve benzeri cümleleri.
Örnek dialog :
es : eğitimsiz salak
b : ben
+es : bu ülkeyi atatürk kurtarmadı askerler kurtardı yaaa biliyomusun?
- b : kim söyledi?
+es : dedem sölediiii!
-b : (içses) dedeni sikeyim sana bişey olmasın salak.
Eveeeet sevgili sözlük okur ve yazarları, birileri yıllarca Atatürk'ü elinde ışın kılıcıyla jedi şovalyesi, kurtuluş mücadelesini de 24 saat içinde olup bitmiş gibi göstermiştir bu aziz milletin torunlarına. Tüm o yapılan filmlere belgesellere rağmen...
Artık gerçeği açıklıyorum; böyle birşey ancak hollywood ya da yeşilçam filmlerde olur. Meşhur yeşilçam filmlerindeki Battalgaziler, Malkoçoğulları vesaire karakterler ile Atatürk'ü özdeşleştirmek ancak geniş hayal gücü sahibi 0-6 yaş grubuna has bir davranış biçimidir.
Bilmemekte ve öğrenmemekte ısrar edenler için geri besleme yapalım :
Kurtuluş mücadelesi yaklaşık 5 yıllık bir dönemi kapsar. Bu süre içinde birçok kongre, toplantı, tartışma, kavga, gürültü olmuş, çete savaşlarından düzenli ordu birlikleri oluşturulmuş, çeşitli anlaşmalar yapılmıştır. Bu bir süreçtir.
Bir diğer konu, dönemin şartlarında istanbul'daki osmanlı hükümeti'nin yenilgiyi yazılı olarak kabul etmesinin ardından ülkede bir başsızlık hakim olmuş, bu başsızlığı fırsat olarak gören Mustafa Kemal, dikkat ediniz, padişah'ın ve işgal güçlerinin de onayı ile 9. Ordu Müfettişi sıfatıyla Samsun'a hareket etmiştir. Üstelik tek başına da değil. Yanında kurmay subayları ile.
Ve ardındandan Amasya, Sivas kongreleri, TBMM'nin kurulması, para kaynaklarının bulunması, herbiri bi tarafa dağılmış subayların, bürokratların ve diğer gerekli kişilerin biraraya toplanması... Farklı fikirlere karşı mücadele, insanları ikna çabası, insanların güvenini kazanma mücadelesi...
Günümüzde dahi aynı görüşe sahip insanların ortak bir hareket başlatması ne kadar zor iken, savaştan çıkmış bir halkın insanlarının, bir lider, bir ateşleme mekanizması olmadan biraraya gelerek ortak bir hareket başlatmaları imkansıza yakın değil midir?
Kaldı ki Mustafa Kemal Paşa Samsun'da halk tarafından 9. ordu müfettişi olarak değil kurtarıcı olarak karşılanmıştır. Çünkü halkın bir lidere ihtiyacı vardır. Halkın kendisini yönlendirebilecek bir kurtarıcıya ihtiyacı vardır. Çünkü halk lider olarak gördüğü padişahından ümidini kesmiştir. Mustafa Kemal Paşa Samsun'a gelmeden çok önce zaten halk tarafından tanınan bir komutandı.
Haa, ya mustafa kemal örneğin Çanakkale Savaşında şehit olsaydı???
O zaman da bu ülkeyi kurtarak birileri çıkar mıydı?
Evet çıkardı, ama on yıl sonra ama elli yıl sonra elbette birileri çıkardı. Bakınız bir çok üçüncü dünya ülkesi bağımsızlıklarını türkiye cumhuriyetinden çok çok sonra kazanmışlardır. Bir Nelson Mandela, Bir Ghandi...
Kesin olan şudur ki, Atatürk olsun olmasın, bir lider olmadan, bir halkın kendini kendini kurtarması mümkün değildir.
Atatürk olmasaydı... bir başkası lider olurdu, bu vatanı yine kurtarırdık.
Ancak Atatürk gibi bir liderimiz olmasaydı bu vatanı nah kurtarırdık.
Netice olarak söylenmesi gereken şudur;
Ülke savaş olmasa da yine bir kaosun içindedir. işsizlik sefalet had safhadadır. iktidarda kamplaşma ve gruplaşmalar vardır.
Başlığı açan sevgili arkadaşım... hadi kurtarsana ülkeyi büzüğün yiyorsa...