nice gençlerin telefine sebep olmuş kişilik bozukluğudur.
dengesi normal(?!) olanlara göre anlaşılmazdır.
bugün sever, yarın döver ama bunu da dürüstlüğünden yapar.
yalandan sevmez ya da dövmez.
içinden geldiği gibidir. ama içinde öyle fırtınalar vardır ki,
içinden çıkanları görüp anlamak için psikiyatride çokça dirsek çürütmek gerekir.
yalnızlığıyla efendi efendi yaşarlar ta ki bir kurban buluncaya kadar
ama kurban olarak görmezler onlar.
yıl 1981..
zuzie:
- öğretmenim tuvalete gidebilir miyim?
öğretmen:
- hayır, gidemezsin.
iki dakika sonra...
zuzie:
- öğretmenim lütfen tuvalete gidebilir miyim?
öğretmen:
- hayır dedim!
bir dakika sonra...
nilüfer:
- zuzie, bu su nereden geliyor?
zuzie (gözleri yaşlı):
- çantamdaki limonata döküldü.
nilüfer:
- tamam da niçin ağlıyorsun?
zuzie:
tenefüste içecektim de ona üzüldüm.
vallahi billahi gerçektir!
kılıçdaroğlu: "bu rapor ülkemiz için bir hezimettir.", gül:"raporu yok sayıyoruz.",davutoğlu:"bu raporu imzalamıyoruz!", erdoğan:"kılıçdaroğlu israilin avukatlığını yapmasın!" diyor..
ben neyi anlamadım?
bu ve bunun benzeri zihniyetlerin islam dinini baştan öğrenmesi gereklidir. alevi nedir, kimdir? sana bu konuşma hakkını kim vermiştir? seninde, hakkı vereninde aklını alırımdır.