afrika ve madagaskarda yaşamasıyla ünlü yeni bulunan, 1 metreye yakın çaplarda ağ örebilen örümcek türüdür. dişi örümceklerin gövdesi 4, bacakları 12 santimdir. erkekleri ise iyi sevişir.
Bugün gayet mantıklı sebeplere dayanarak götümden uydurduğum hastalıktır.
Sebepleri arasında sevgilinin mesaj atmaması, sevgiliye sapık gibi bin mesaj gönderilmesine rağmen cevap gelmemiş olması, onlarca arkadaşa yüzlerce esprili mesaj gönderilmesi üzerine yanıt alınanaması gösterilebilir.
En önemli belirtileri ise midede dönme ve melankolidir.
ilerleyen safhalarda bir türk filmine dönüşür.
kurbağaların vıraklayarak, kedilerin viyaklayarak birbirlerine kur yaptıklarını biliyoruz ve aynı şekilde üzüm üzüme bakarak kararıyor. bizi ilgilendiren ise insanlar keza (bilmiyorsunuz ne kadar seviyorum keza yazmayı) aramızdaki hayvan pornosu izleyicileri sayısının dominant olmaması.
en azından öyle umuyorum
en azından aramızda eşek seven yoktur...
saygıdeğer uludağsözlük reklam tıklayıcıları, insanlar kendilerini bir şeylere kaptırınca saçmalamaya başlıyorlar. bu bir şeyleri daraltalım; insanlar düğünlerde oynarlarken bazen kendilerini fazla kaptırıyorlar ve içimde işimi gücümü bırakıp onlara arkadan yaklaşmak, omuzlarına elimi koyup kendime çevirmek ve "ne yaptığını sanıyorsun?" deme hissiyatı uyanıyor.
şimdi soracaksınız ki dostum zührev acaba neden taktı düğünlere bu kadar, nesini seviyor düğünlerin? çok mu oynak bu seks falan mı yapıyor acaba? ama yoo dostum yoo... hayat hangimiz için o kadar basit ki?
tamam, belki de bazılarımız için hayat güzel ve cinsellik doludur ama omzunda altı kiloluk kamerayla belini kullanmak imkansızdır. yani ki sempatik sakar yazarınız zührevi hastalık düğünlerde toplantılarda yemeklerde reklamlarda kamera işlerinizi itina ile yapan bir öğrenci (öğrenci yazayım da okuyamamış bu bir de gelmiş yazarlık yapıyor demesinler.
şey, okuyamayım yazarlık yapanlar da alınmasınlar ama ölsünler)
hadi zührev, uzatma artık dediğinizi duyar gibiyim ve forum-chat tarzı yazıyorum esvgili her daim ereksiyon sözlük moderatörleri.
öhm, iki erkek, tahminen yaşlı, çiftetelli oynamışlar, kolbastıda da ellerini daha hızlı çırpmaya başlamışlar ve romanda birbirlerine kur yapıyorlar, bu da eşcinseller için "vurduran, kodumun ibnesi, baltasına sap taktırıyor o" tarzında betimlemelerde bulunan insanımın hoşuna gidiyor,bir de gaz veriyorlar bu adama.
haysiyetsiz, arsız, dışavurumcu seni.. karşındaki adamın apış arasını koklayacak kadar önünde eğilirken hiç mi utanmıyorsun seni izleyen karından çoluğundan çocuğundan?
kızdım gene.
yaşlı eşcinsel çok korkunç sözlük.
yaşlı eşdinseller iyi geçiniyor ama.
mahzar : dabeer? dapton söslüük? kaysı mı yiyiyon sen? gaysı yiyiom ben baak. abisi bak gaysı yiyiom been..
wo, wo wo.. bir saniye. kadın sen değil miydin beni doğuran? bir terslik mi oldu lan? fena katakulliye geldik galiba. olacak iş mi yahu. sen, senelerce çalış, hayatın çilesini çek, sillesini ye, hop otur hop kalk ve bana hocus pocus veya abrakadabra sihirbazlarından saçma abucukla gugucukla gel.
fena asabım bozuldu fena kızdım. öyle "ihi", "tehi", "nikaragua" diye güldüğüme bakma, gücüm olsa kendini imha düğmeme basacağım.
fuat : bebek olmak garip şey yahu, ilgi odağısın bir kere, tüm gözler üzerinde ki bence bu bebklerin her daim aval bazen de ismail yk olmalarının sebebi yaptıkları her hareketin sonunda normal kesimce "ay ne tatlı"lara, kültür mantarlarınca "büyümüş de küçülmüş, benjamin button bu!"lara maruz kalmaları.
özkan : ay hanimiş ekonomik kriz pipisini yeriz aç da göster amcanlara. 3 yaşında çocuğunki 7 (yazıyla yedi, jargonda over 9000) santim mi olur be arkadaş?
eğlenceli, yorucu fakat beni amacıma ulaştırmış bir dünün ardından sabah yatağımda benden başka olmamasına rağmen pozitif enerjiyle kalkışımı, sonrasında banyoya gidişimi, küvete bakıp "en son ne zaman yıkandım? dün sabah. tamam, o halde bugün de sabah duş alayım (doğrusu yapmak ama aslında değil malum ki ekonomik kriz, yozlaşma, yabancılaşma, arpalaşma) ki saçlarım tüm gün temiz ve güzel görünsün" çakallığımı, seksle üretilip seke doymamış vücudumu yıkayışımı, bornozumu giyip saçlarımı jöle sürülecek kıvamda kurutuşumu da geçelim. (hadi adamım bu cümle gabriel garcia marquez - başkan babamızın sonbaharı nkilerden bile uzun.)Esas mesela aynaya bakmamda. Aynaya bakıp da kendime günaydın şampiyon deyip göz kırpmamda.
şimdiye kadar üç gez geldi başıma
ilki tahmin edileceği üzere kuvay-i milliye sabahı.
ikincisi koluma sağatimi taktığımda
üçüncüsü de ilk öğrendiğimde (kronolojik sıra içermez)
oğlu okulundaki başarılarından dolayı ödüllendirilmiş (nomine edilmiş varsa türkçede nomine edilmiş olsun) babanın tören ertesi günü oğluna kahvaltı hazırlaması, mavi pijamalar içerisindeki yorgan sarışını oğlunun kahvaltıya gelmesiyle ettiği amerikan babası lafıdır.
Anne veya genç işidir. Babaların bir ağırlığı vardır, (benimki hariç, benim babam facebook kullanıcısı, ben babamı basshunter dinlerken yakaladım bilinen üzere babam bana ":(" şeklinde sms, günlük dilde mesaj attı) babalar saçmalamaz (ve ben ba yazmaya doyamıyorum dolayısıyla her babalar yazacağımda ortaya bababar çıkıyor). Zaten boney m de bu günleri düşünerek "daddy cool" demiştir
gereksiz konudışıların ardından ana fikre geri dönersek durum markete gidip ekmek alıp çıkmak, markete gidip ucuzluga girmiş market markası ayçicek yağı alıp çıkmak, annelerin sevgilisi sinangil una teşekkürü borç bilmektir. (sakız alıp çıkmayı yazmıyorum;
1 : sakız alıp çıkmak bir efsanedir.
2 : kimse marketten parayla tekli sakız almamıştır. sakız para üstü yerine onlara verilmiştir.)
küçük işletmeler yani bakkallar dururken neden bir insan tek bir ürün almak için marketi seçer? bir insan marketin önünde durup karşısındaki devasa yapıyı gördüğünde hiç mi ürkmez? omuzlarını dikleştirip, boynunu kıtırdatıp içeri nasıl girer? (biliyorum ki imkanı olsa y.e. iki kule filminde aragornun miğferdibi kapısının açtığı gibi açacaktır kapıyı ama sıkar)
belki bu sorular sanayi devriminin toplumun psikodinamiğine olan etkisi adlı bir başlıkta cevaplanabilir.
market yahu bu, içeri girdiğinden en aşağı 20 ytllik alışveriş yapmalısın, işin raconu budur.
değil midir?
geçen gün gidip bir tane cappy ananas portakal aldım gerçi. utandım, sıkıldım ama pişman değilim (herkesin gene olsa gene yaparım dememi beklemesi...) yerine üzgünüm çünkü öğrendim ki uğruna hep aynı marketten alışveriş yaptığım kız 2 ay önce işten ayrılmış. onca zamandır mal gibi uzaklara yürüyormuşum..
not : konudan çok saptığım için yer yer ne yazacağımı unuttum.
bilgi : tansaştaki pyrex kampanyası ürünleri bugün gelmiş, tükenmeden alın. biz aldık, şimdi çok mutluyuz. annem yihuu dedi.
(Endişelenmistim başlık sığmaz diye ama 49 harf etti, oh demiştim yazıyı yazarken. sonradan farkettim ki ben malmışım, yanlış saymışım)
tam versiyonu : düğün sanatçısının şarkıya kendi yorumunu katma sevdası
not : alınan düğün sanatçısı varsa kusura bakmasın ama ölsün.
not 2 : amerikanvari cümleler içerir.
soru : neden ses dengesini bir türlü ayarlayamıyorsunuz? desibel neden bu kadar yüksek? insanların rahatsız olabileceğini düşünmüyor musunuz? neden hala sağırlaşmadınız? naber?
Canım veya ileride marjinal bir şair olarak ortaya çıkacak yaşar karakoç un orijinal olması zorunlu hitap şekillerinden pandispanyam, belki eğlencesine yüksek ihtimalle maddiyatı için (keza biliyorum iyi para alıyorsunuz) girdin bu işe. Sana demişlerdi ki mix e al mikrafonu, ne desen bülbül öter. Eh, iyi, okey o zaman, bir ihtimal ok o zaman dedin çünkü bir yerlerde kısaltma olarak ok görmüştün. aynı mantığı doç., prof. sçs için kullandığın için mantıklı gelmişti ama biz sana çaktırmadan güldük. hep rte bıyığı altından güldük. şimdi düşündüm de aslında çaktırmışız, yanlışlıkla transparan bıyık altından gülmüşüz.
Kısa bir süre için ciddiyeti elimize alırsak yurdum insanının da fark ettiği bir durumdur bu. "düğün sanatçısı mı? çok iyi çocuk ya, her ortama ayak uydurur, hiç yabancılık çekmez" sempatik insanıdır kendisi. seks yapar. bir yere kadar iyidir. bir zamana kadar diyelim de kronolojik bir şeyler yazabileyim.
ilk kez çıkar sahneye, performansı sönüktür, kimse anasının karnından sanatçı doğmamıştır.googleda da arattım, doğru bilgidir.
aradan zaman geçer, ortamın hafiften kurdu olmaya başlamıştır. "hop hop", "dep dep", "elvan abeyligesse" diye gaz vermeye başlar millete. coşturur allah coşturur, düğün sonunda da bahşişini ister.
evrimini tamamlamasıyla birlikte şarkıya kendi yorumunu katmaya başlar. pişmiştir, piçmiştir. gelenek, görenek saymaz, değişime açıktır hatta değişimin kendisidir.
kendisine buradan sormak istiyorum:
hey dostum, fidayda da ankaralı fidayda yerine embesilvari ve gereksizce ayrıca hece sayısını aynı bırakma çabasıyla örneğin fidayda da siivaslım fidayda derken bize neyi kanıtlamaya çalışıyorsun? sanat mı oldu şimdi yaptığın?
sevmiyorum ama, iyi ki kolbastıyı kendileri söylemiyorlar. başımıza gelecekleri kim bilebilir?
sevgili sanatçı, sizin için her gece babamıza dua edeceğim.
5s1c : amfiler size dönük olduğu için süpersonik ses dalgaları bize doğru gelmiyor be aslanım.
2000 yılında ilk defa ortaya çıkan fakat kim olduğu hala bulunamayan aşırı kaslı tiptir. işaret parmağıyla yaptığı hareketten dolayı aşırı saygı kazanmıştır. ayrıca onun gibi dans edeni de yoktur *. * bir rivayete göre denir ki, techno viking müzikle dans etmez, müzik ona ayak uydurur.
Özellikle lise yıllarında yazılan kompozisyonlarda teknolojinin zararlarından ve yararlarından bolca bahsedilmektedir. Teknolojik gelişmeler günlük hayat insanı tarafından iyi karşılanırken * , griinpiisci tabaka diye tabir ettiğimiz kimselerce zararlı bulunmaktadır *
Tabiidir ki teknolojik gelişmeler iyidir veya kötüdür diye kesin bir yargıya varamayız.
Ama sokarım asansör boşluğunu elimden alan teknolojiye arkadaş. *
Ne kutsal bir yerdir o asansör kapısının az gerisinde duran * dibi gözükmez boşluk... Küçük çocuklar çişi geldiğinde buraya işer, erik yiyen genç çekrdeyini, şam fıstığı yiyen baba kabuklarını buraya atar. Hiçbir zaman dolmayan çöptür asansör boşluğu.
Bu boşluğu çöp olarak kullanmayan insan açıldığında bir zarın neye benzeyeceğini gözünde canlandıramaz, hayatta başarılı olamaz, yaratıcı değildir bir kere.
Asansör boşluğunu çöp olarak kullanmak iyidir, güzeldir, seks şansını arttırır ve asansör boşluğunu çöp olarak kullanmak ardarda defalarca söylendiğinde anlamsızlaşmaktadır.
