sözlüğe ayda yılda bir girip hemen aklıma gelen başlıktır. sebebi ise giriş saatimin genel olarak bu saate yakın olması. saat daha 03 00 olmadı ama ben sigaramı içtim yatıyorum sözlük. bu arada eskiden bu saatlerde sözlükte 700 e yakın kişi online olurdu şimdi ise 200 küsür. demem o ki neyse anlayan anladı. hadi siz de yakın sigaralarınızı ortalık duman altı olsun. daha sonra bu başlıkta görüşmek dileğiyle...
oyun için alınacaksa işlemci modeli ve ekran kartı modeli önemlidir gerisi zaten her pc de aşağı yukarı aynı. unutma, işlemci ve ekran kartı modeli. hadi hayırlı alışverişler.
tır, kamyon, kamyonet vb simülasyon oyunları ile ilgili birkaç siteden biri.
bu sitenin haso üyesi bazı adamlar bir buçuk yıldan fazla zamandır ets2 için tr haritası hazırlıyorlar ve hala bitiremediler. son bilgilere göre %60 ı bitmiş ve yakın bir tarihte de bitmeyeceği kesinleşmiş durumda. ancak şunu da biliyoruz ki efsane bi harita çıkacak karşımıza bu yüzden uzun bir süredir sabır içinde bekliyoruz.
ha gayret aslanlarım mouseunuza klavyenize kuvvet, bitirin gari şu haritayı.
siirt'te şehit olan 8 mehmetçikten bir tanesi. 20 yaşındaydı henüz, yani 95 doğumlu, hep o çocuk gözüyle ergen gözüyle baktığımız çocuklardan bir tanesi işte, daha çocuk işte.
bugün toprağa verdik şehidimizi, ömer'imizi, çocuğumuzu afşin'de. mekanı cennet olsun.
harici harddisk boyutlarına sahip, bir adet monitör, bir adet klavye ve bir adet mouse ile kullanılan bilgisayar çeşidi. içerisinde windows, android veya linux gibi işletim sistemleri barındırabilir. küçük boyutlu olduğu için şimdilik yüksek performans beklemek yanlış olur ama ileride ne olacağını kim bilebilir?
çok seviyorum seni be babam, ama söyleyemiyorum işte.
senin de beni sevdiğini adım gibi biliyorum, sonuçta baba oğul değil miyiz?
ben daha ilkokul ikiye giderken öğretmenler günü gelmişti de öğretmenime hediye almak istiyorum dediğim de param yok oğlum demiştin bana, çok üzülmüştüm be baba. öğretmenler günü elim boş gitmiştim okula, başım önümde. hediyesini almış gelmişti herkes oysaki; kalemler, kitaplar, çiçekler, kravatlar... sadece benim hediyem yoktu galiba.
sen o sıralar değirmende çalışıyordun, eve geldiğinde her yerin bembeyaz oluyordu undan dolayı. günlük ya 10 lira kazanıyordun ya da 15 lira, ama yetiyordu bize, mutluyduk.
işte o öğretmenler günü ben yüzüm asık sırada beklerken değirmenin tekneli motosikletiyle okulun bahçesine gelmiştin. motosikletin seni tüm okulda duyuluyordu, tar tar tar... anladım senin geldiğini hemen baktım sana, yine her yerin bembeyazdı sanki ak sakallı dedeye benziyordun. beni arayan gözlerin çabucak buldu beni, yanıma geldin, bana bir poşet verdin, ''al oğlum öğretmenine ver.'' diye. çok sevinmiştim, çok mutlu olmuştum. hediyeye hiç bakmadan vermiştim öğretmenime ve hiç bir zaman da öğrenemedim ne olduğunu. sana teşekkür etmemiştim veya edememiştim bugüne kadar, o aklıma geldi bugün.
Seni her zaman farklı gördü gözlerim. Beynim kusurlarını bulsa da gözlerime söz geçiremedi bir türlü. Sen kusursuz güzellik, vazgeçilmez bir eş, anlatılmaz bir zevktin onlar için. insan, karşısındakinin değerini kaybedince anlar diye bir söz varya, işte bu sözün geçerli olduğunu kabul ettiğim ilk kişisin. Belki acemi aşığım, belki çok abartıyorum, belki de daha beterini yaşayacağım, bilmiyorum. Seni özlüyorum bana uzak olduğunu hissettiğim her an. Üzerinden geçtiğim, isteyerek veya istemeyerek uğradığım, uzaklardan gördüğüm hatta düşündüğüm her yer seni hatırlatır oldu yine. Bunu nasıl aşarım onu da bilmiyorum. Tekrar eskisi gibi olsak iyi mi olacak onu hiç bilmiyorum. Seni düşünmek imkansız bir hale geldi, tıpkı nefes alıp vermeyi bırakmak gibi. Yaşadığım her an hissettiğim tek şey seni taparcasına sevdiğim oluyor. Yine gel, sadece görmeye.