Ankara devlet opera ve balesi tarafından sergilenen eser. şu ana kadar gördüğüm en amaçsız opera olarak yerini aldı.sahnedeki sanatçılara mı, kaybedilen zamana mı acırsın. insanları operadan soğutabilir o derece yani...
Kendileri için united colours of brazilian girls tanımını uygun gördüğüm grup. Grup elemanlarının da 3 erkekten oluşması da ayrıca grubu bozmamış! Yani elemanlar gocunmamış. grupun vokalisti Sabina Sciubba ya ayrı bir yer açmak lazım herhalde. Kendisi Barış Manço 2 dir. Çok dil bilir, hepsini söyler. Çok gezmiştir avrupa da new york a gelesiye kadar. Şimdilerde "Talk To La Bomb" ile devam ediyolar 2005 te kaldıkları yerden. "özellikle "last call" çok zihin açıcı olmuş. ilgiyle izliyoruz.
Son albümü Mythologies de mitolojik kahramanlara selam çakmakta. "Orpheus/Sonnet", "Persephone", "The Moon" harika parçalar. Derman Bayladi ya şiddetle tavsiye ederiz.
Progression Sessions 1-2-3-4-5 ile, arada kalan Journey Inwards ile düşündüren "Good Looking Records" ın kurucusu "Jungle/ Drum'n'bass" tarzının önderlerinden londralı.
Çok güzel albüm kapaklarına sahip bir folk grubu. Vokalist bayanın sesi oldukça soul, güzel bir mix. Son albümlerinde Tracy Chapman şarkısı "Mountains O' Things" i güzel yorumlamışlar.
Toronto çıkışlı surf rock, country ve garaj rock ı çok başarılı bir şekilde bir potada eriten grup. Elemanları arasında süper hatun Neko Case in olması sanırım bir fikir verir. En beğendiğim albümleri ilk albümleri "Precious Moments" çok akıcı ve lezzetli şarkılardan oluşuyor. 2004 deki Favourite Colours ise en bilinen albümleri...
Sonunda 2006 da bir Steve Albini yapımı "Stella" albümleriyle patlamayı yapan italyan grup. Bana çok fazla Japon Noise gruplarını hatırlatıyorlar. "What I Meant When I Called You" öne çıkan kayıt albümde.
2005 deki "Portrait-Robot" ile dikkatimizden kaçmayan korsikalı fransız sanatçı. Daha önce Depeche Mode un Exciter albümünde 2 şarkıyı ve Air in unutulmaz şarkısı Sexy Boy u remixlemişti. Serge Gainsbourg un etkisinde yazdığı fransızca şarkılara bir de fransız aksanıyla söylediği ingilizce parçalar eklenince kalbimizde delikler açmıştır. "Spring isn't Fair" ve "Ripples" ile bizleri uzun soluklu bir avrupa filmine götürüyor. Fazla naif. Kendisi çok hassas bir şarkıcı, ama bu dünya hassaslığı kaldırabilecek bir yer değil!
Ian Dury nin biricik oğlu. babasının kanserden ölümünden sonra, debut albümü için 30 yaşına kadar bekledi. Sonuç 2002 deki "Len Parrot's Memorial Lift" albümü. Ama asıl SONUÇ: 2005 albümü "Floor Show" ve o albümde yer alan "Lisa Said". Evet Drone u seviyorum. Teşekkürler The Jesus and Mary Chain. Siz olmasaydınız bunlar olmazdı!!!
Tristeza grubu gitaristi jimmy lavelle'in solo projesi.Son albümleri "Into The Blue Again" yayınlandı. Bu albümde en beğendiğim şarkı "Writings On The Wall".. Çok sıkıcı ve de kaltesiz bir albüm olmuş. "in a safe place" de oyle iyi bir albüm değildi. Olmasa da olur gruplardan biri.
Fuckin A albümünden sonra The Body, the Blood, the Machine gibi super bir albüm çıkaran gruptur. albüm kapağından da anlaşılacağı gibi oldukça politik bir albüm olmuş. Su an müzik dunyasındaki en orjinal seslerden birine sahip Hutch Harris. Şarkıya başladıktan 5 sn icinde the thermals oldugunu hemen anlayabiliyorsunuz. Şu sarkı iyi, su şarkı benim favorim diyemeyecegim. Hepsine ayrı bir yer acmak gerekiyor. ".."locusts, tornadoes/crosses and Nazi halos/they follow, they follow"... Ayrıca grup Roky Erickson ile de karşılaştırılmakta. evet, izlemeye devam ediyoruz.