Eski zamanlarda mezun olduktan sonra iş bulamayan suhteler (medreselerde okuyan kişiler) halktan haraç toplamaya, halka zarar vermeye başlıyorlar. Ayaklanıyorlar. insanların evlerini basıp yakışıklı çocukları(tüysüz oğlanları) kaçırıyorlar. Bu kaçırma durumuna oğlan çekme deniyor.
Eskiden, Bozahane gibi yerlerin işleticileri halk içindeki cinsel yönelimi farklı olan kodaman erkeklere özel parlak erkekleri mekanlarında bulundururlardı. Bunlara taze oğlan denirdi.
1082 yılında Emir Keykavus tarafından oğluna nasihatler olarak yazılmıştır. II. Murat’ın emriyle Mercimek Ahmet tarafından tercüme edilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in başucu kitaplarındandır. Eserden bir alıntı: “Miden tok olduğunda daha fazla yeme, usanınca da cima etme. Yaz olunca avratlara meylet, kışın oğlanlara ki, vücutça sağlam olasın. Zira oğlan teni sıcaktır, yazın iki sıcak bir araya gelirse vücudu bozar. Avrat teni ise soğuktur, kışın iki soğuk vücudu kurutur…”
Osmanlı saraylarında parlak sakalı çıkmamış iç oğlanlarının bazılarının kız gibi saçları uzatılırdı. Bunlar dışarı çıktığında Yeniçeriler tarafından tecavüze uğramasın diye bunlar kadın gibi ferace giydirilirdi. Bunlara civelek denirdi. ‘Civelek’ lafı buradan gelir. Peki bunlar neden böyle kız gibi yetiştirilirlerdi? Yeniçeri ocağına yeni girmiş delikanlılara denir diyenler de var.
Osmanlının ilk yıllarında yarı çıplak koyun postu sarıp gezen Kalenderi dervişleri kulaklarına demir küpe takar başlarını kazıtır, bazıları da erkeklik organlarına halka takar gezerdi. Bunlar kadınlarla olan ilişkiyi yasaklarlar birbirleriyle eşcinsel ilişkide bulunurlardı. Bazen bazıları kadınlarla ilişkide bulunduklarında yakalandıklarında ceza olarak kulaklarındaki demir küpe çekip çıkartılır, kulakları kesik kalırdı. ‘Kulağı kesik ‘ deyimide burdan gelmektedir.