+ aşkuuım minik ayım sülümanım ne aldın bakiiim bana
- al bakalım beğenecenniii...ahan işte viktorya sikrit'ten aldım.
+ aaa bu nee!!!
- gırmızı paçalı don yavrum akşama bizim evde fantaazi yaparık.
+ !!???
omzunuzun ağlama duvarı vazifesi gördüğü durumdur. salya, sümük karışır üzerinizdeki kıyafete. ağlama seansları, beddualar kesilmez. arkadaşınız unutucam o şerefsizi gitti elin sidiklisine beni .iç gibi ortada bıraktı diye dert yanar. siz de ya yangına körükle gider git gününü göster kızın saçını başını yol, bi osmanlı tokatı at o şerefsize de tükür suratının ortasına dersiniz, ya da sakin ol bak daha önüne pek çok insan çıkıcak, gençsin güzelsin hayatın tadını çıkar, sen hayatın tadını çıkardıkca o pişman olacak dersiniz. laf geçiresiye, içinize afakanlar basar ama bu tip durumlarda sabır küpü olmanız gerekmekte...
paris'te parnesyenlerin özellikle sembolizm akımının etkisinde kalmış şair, yazar askeri doktor. sembol sanarak kullandığı tamlamalar biçimindeki istiarelerle dikkat çekmiştir. şiirde ahengin yalnızca aruzla sağlanacağına inanır. arapça ve farsca sözcüklerden aldığı şiirsel sözcükleri kullanarak ağdalı bir dil oluşturmuştur. bu ağır dile ve sembollere kızan ahmet mithat efendi ona ve servet-i fünunculara karşı dekadanlar makalesini yazmıştır. cenap şahabettin doğayı, kişisel duyarlılıkları, insansız çevreyi işler. sanat sanat içindir ilkesine sonuna kadar sadık kalmıştır. biçimsel olarak şiire yenilikler getirmiş, müstezattan geliştirilmiş serbest nazmı denemiştir.
ayrıca ismine dilim dönmemekte, cenap şababettin diye yorumlamaktayım.
evin en küçük çocuğuysanız sürekli başınıza gelen durumdur. anne neler alacağınızı bin defa söyler siz her tekrarlayışta yalnış söylersiniz, anne pes etmez tekrar söyler. nihayetinde bakkal yolu görülür. zipirwoman: bayadıy amcaaa, bayadıy amcaaa annem mu* kaday taze, çıtıy ekmek istedii.
gerçekten herşeye değen biriyse ve aradaki aşk büyükse fizan'da bile olsa gidilir. tabi gitmek için gönlün zengin olması yetmez, cüzdanın epey şişik olması gerek.
kafanın bozuk olduğu zamanlarda, bozukluğu tamir etmek için, en ufak bir bahaneye başvurmanın yeterli olduğu yöntem. karşı tarafın sabır sınırlarını zorlanır eğer karşı tarafta peygamber sabrı varsa bir iki laf yiyerek kurtulabilinir yoksa; kendinizi, kafanızı veya kaşınızı, gözünüzü pansuman yaptırırken bulabilirsiniz.
süper baba dizisine müzikleriyle daha bir anlam katmış olan grup. ayrıca murathan mungan'ın şiirlerine yaptıkları muhteşem besteleri takdir edilesidir. şimdilerde böyle kaliteli müzik yapanları dört gözle aramaktayız.
yurdun dört bir yanında ve yavru vatan kıprıs'ta törenlerle kutlanası gündür. bir gün mutlaka görecekler var o güzel yarınları demek istiyorum buradan.
anne baba ve çevre tarafından sürekli çok zayıfsın, kilo al az, şöle şiş, etli butlu ol diye baskıya maruz kalan insandır. çok yiyor ve buna rağmen kilo alınmıyorsa, su içsem yarıyor diyen insanların kıskanmasına sebebiyet verir bu insan.
akla kıytırık amerikan filmlerini getiren solucandır. yakında bu soluncandan esinlenip dev solucan veya katil solucan gibi bir film yapılması muhtemeldir.
ayrıca küçük solucanları incelemek babında parçaladığım için, intikam kolluyor olabilir*
+sinirli gözüküyorsun kavga mı ettiniz yoksa?
-kimle?
+e tabi kız arkadaşınla canıım
-kız arkadaşım yok ki
+o halde sinirini geçiricek sakinleştirici olabilirim*
özhan canaydın ın allah rızası için şu takımın peşini bırakması gerektiğini gösteren maç olmuştur. adam geldi geleli takım b.k yoluna doğru gidiyor.
ayrıca her sol frame de üst sıralarda gördükçe aha şimdi gol yedik 6, 7 olmuştur dedirtiyor...
başta özhan canaydın'ın olmak üzere, yöneticilerin, ayrıca feldkamp'ın gözlerinden öpmek isteme nedenim olmuştur bu maç. bir takım ancak bu kadar mahvedilebilir.
yaşca büyük olmasından dolayı, çocuksuluğunuzu bir kenara bırakıp, olgunca sohbet etmek için kasmak
ayrı şehirlerde bulunuluyorsa, telefonun elden düşmemesi, günün yarısından çoğunu bilgisayar başında tüketmek
insanın ruhunu, kalbini, aklını başka diyarlara konduruveren, 3 dakika 51 saniyelik bir serüven yaşatan, daft punk şarkısı.
sevdiceğin elleri kadar yumuşak, gülen güzel yüzü kadar huzurlu, şefkat dolu kucağı kadar sıcak ama bir gün gideceğini düşünmek kadar acı, can yakıcı...