zingarina
0 (düz adam)
onuncu nesil yazar 2 takipçi 0.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    toplumun bazen biraz şey olması

    2.
  1. Görünce başlığı, oktay rıfat düştü aklıma.
    (bkz: darağacı suratlı toplum)
    (bkz: ağzımın tadı)

    Dur bari yazayım da tam olsun:

    "Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem,
    Boğazımda düğümleniyorsa lokma,
    Buluttan nem kapıyorsam, vara yoğa
    Alınıyorsam, geçimsiz ve işkilli,
    Yüzüm öfkeden karaya çalıyorsa,
    Denize bile iştahsız bakıyorsam,
    Hep bu boyu devrilesi bozuk düzen,
    Bu darağacı suratlı toplum!"
    4 ...
  2. nelerim var sen yoksun ölsün

    1.
  3. bizi kendisine ilikleyen bir alper gencer şiiri. aşk olsun:

    "selam japonya
    selam metroların deştiği yeraltları
    ve kutsal kanalizasyon
    ve bir ada olmanın iflah olmaz yalnızlığı
    ve led ışıklı reklam tabelaları
    ve sularına bandığım ayaklarımdan
    boynunda gezdirdiğim dudaklarıma
    selam tükenen pilim
    gücüm yok seni
    susamıyorum sevgilim
    çünkü havada sesimi doğuran bir esîr var
    bütün çilingirleri sofralara çekerek
    kapıda kalanlarla konuşmak istiyorum
    kapısında kaldıkları sahiden evleri mi?
    bir kilidi açmak kolay değil o kadar
    hırsızın belki de yoktur kabahati!

    selam britanya
    selam insanların deştiği yerüstleri
    ve aziz tesisat
    ve sömürülen esmer halklar
    ve nümayişle öpüşen kaldırım taşları
    ve bu irinli düzenin içinden bularak
    sinesine türküler yaktığım sevgilim
    burada bulduğum her şey gibi seni de kaybedeceğim
    sirkeci yokuşunda tramvaydan ineceğim
    ineceğim ve sert kapılar kapanacak ardıma
    sen kalacaksın tramvay çıldıracak
    iskeleden denize boşalacak tüm yolcular
    sen sevineceksin ben ağlayacağım
    ölüm güzel sevgilim hayat giderek berbat

    selam seyşeller
    selam tatile birlikte çıkılan valiz
    ve tropik vertigo
    ve bölünmüş madagaskar
    ve yeşile tüneyen türkuaz
    ve dört mevsim yaz nereye kadar!
    ekvator da yalnız değil şömineler de
    insandan gayrı kimse yalnız kalamaz
    çünkü sevgilim alıkoydukça kendini
    ulu modern hayatın yasaklarından
    yani iş saatlerinde ulaşamıyorsam sana
    kefenine özenle diktiğin cepten
    ölüme vardığın zaman beni ara
    neyi sual ediyorlar o toprağın altında?
    münker’e ve nekir’e ve azap çekene selam!

    selam grönland
    selam buzulları eriten kıyamet
    ve yüce ısınma
    ve global panik
    ve evlerinde penguen besleyen eskimolar
    ve bilim adamları sanki aşık olamaz
    çünkü onlar süremez alkol alıp bir uçak
    sen ki beni baştan yoldan çıkardın
    anlamayı senin için koydum kenara
    o kadar üşüdük ki ne güzel yüzüyordu
    kuzey buz denizinin dibindeki çipura
    önce sessizlik vardı bir ara bozuldu o
    sonra giyindik işte mahrem tünedi tene
    sonra açlık ve olta ve soframızda tuz
    doygunluğa ödenen bir ömürlük kapora

    selam zelanda
    selam balta giren ormanlar
    ve mübah döşemeler
    ve uzak diyarların iyi ki de uzak oluşu
    ve bir aşk için söndürülen mumlar
    ve gündüzken başka yerde gece olan her yer
    bu defa ne olur dön demeyeceğim sana
    hiç durmadan git, çünkü giden
    varacaktır sonunda ayrıldığı kovana
    her ölüm döşenir yeni bir yaşama
    vedalardır başlatan ve her başlayan tükenir
    selam sularla ayrılan kara selam sevgilim sana
    selam ile insan insana iliklenir
    başında ortasında ve sonunda yine selam
    çünkü aranızda selamı yayın demiş efendim"
    0 ...
  4. gözyaşlarımızı bitti mi sandın

    66.
  5. özleye özleye kavuştuğum yarime manifestomdur sözlük.

    seni unutmak mecburiyetindeyim ve kafiye olsun diye değil!
    2 ...
  6. başka türlü bir şey

    47.
  7. can yücel ile saplanan, yeni türkü ile saplandığı yerde dönmeye başlayan şiir/şarkı/sızı...
    0 ...
  8. istatistik

    154.
  9. hocam william’ın tanımı: branch of mathematics concerned with describing and drawing inferences from data.

    darth vaderın tanımı: http://nooooooooooooooo.com/

    tüm üzülen karışan bulanan ifadeler şimdi hep burada ve ben istatistik sınavı için hiç dua etmedim allah’ım, biliyorsun. şimdi burada isa heykelinin önüne geçip “he’s smiliiinnggmmmmmmmhhhhhmmhh” gibi boğuk kısa bi’ konuşmayla mercimeği fırının 175 derecesine kaldıran film hristiyanları gibi konuşmak istemiyorum. hem zaten bizimkiler o sahneleri hep zaplardı ve itiraf ediyorum ki ben de o zaman bi’ olay var zannederdim. ama yani işte canlı kanlı örnek: evleri için açılır kapanır masalar alan annem babam ve koridorun sonundaki odada mandalinaya "balloon ranger" yazan ben. girişim kahramanları ortada, ben ortada… ayna’nın gözlüklü solisti olsaydı tam burada müzik azalır ve içli bi’ sesle “kimse yok işime karışan” derdi ama neyse ki, hastane kapısından telaşla giren ve uuupuzun yoğun bakım koridorunu koşarak katedip sevdiğinin ölüm haberiyle dağılan bir ayna solisti değilim. ama belki de ikimizin de benzer bi’ istatistik tarihi vardır, bilemiyorum. öyle olsaydı istatistiği anlamayı daha da çok isterdim çünkü o zaman ölüm dili ve edebiyatı üzerine bir sıfır hipotezi oluşturması için kendisine yardım edebilirdim. belki de null hipotezi reddebilir ve standart sapmayı bir armut sapı kadar bile önemsemeyerek sevdiceğin ölümünü olasılık dışı gösterebilirdik. ama ne yazık ki zscore yanım alfadan “şirinimin kenarı” diye bahsediyor, sütlü mercimek iddialarım beta hatalarından geçilmiyor ve kafam çok karışık. zaten şu an ayna’dan bahsediyor olmam yeterince uncool, bi’ de sen istatistik istatistik gelme üstüme william bak rica ediyorum çok karışıyorum ben ya of!
    0 ...
  10. bahar

    123.
  11. eğer bahar olmasaydı, iman edemezdim sözlük. ama ben çok bekledim baharı, o çok geç kaldı sözlük. en sonunda dayanadım; ben dedim bahara, hişt, dedim sözlük:

    http://www.youtube.com/ ...

    teşekkür edenler oldu... rica ederim, dedim ben de, ne demek, dedim sözlük...
    0 ...
  12. eternity and a day

    15.
  13. theodoros angelopoulos bir gün ciğerlerimizi sökmeye karar verir ve gider 1997'de işte bu filmi çeker.

    şair alexander'in son gününü anlatan film, o hollywood işi flashback ve flashforward olaylarına hiç girmeden geçmişi, bugünü ve geleceği aynı karede anlatır ki, işte ben burasına vuruldum.
    sonra derin bir nefes aldım ve sadece o nadir anlarda evindeymiş gibi hisseden alexander mülteci çocuğu polislerden kaçırdı.
    o mülteci çocuk selim'in yanı başında alnını eline dayayıp bir ağladı ki, işte ben orada da dağıldım.
    aman dur toparlanayım derken çocuk gitti solomos'un yarım kalan şiirini tamamlayabilmesi için şaire iki tane kelime* sattı.
    sonra da hep beraber otobüse bindiler ve otobüsten bir solomon, bir ayrılık, biraz anarşizm ve bolca karaindrou geçti, ben kendimden geçtim...

    öyleyse şimdi, filmin 39.dakikasından 30 saniye geçe, kafeterya sahnesinde arz-ı endam ederek bizlere selamı çakan angelopoulos'a selam ederim!

    *exiles: nerede olursa olsun sürgünde olan.
    *argadini: çok geç.
    2 ...
  14. © 2025 uludağ sözlük