şimdi bu atalay filiz olayı bir tek bana mı saçma geliyor? medyanın bu adamı bu kadar haber yapması. hepimizin canına kastedebilecek azılı seri katil imajı vermesi. onu da geçtim her gün ama her gün cinayet haberleri duyan bir ülkeyiz. rutin bir günlük haberde eşini ve çocuklarını öldürdü. sinir krizi geçirerek tüm etrafındakileri taradı sevdiği kadının ailesini öldürdü gibi yüzlerce haberi yıl içinde duyuyoruz. bunların hepsi yüzeysel geçilirken bu katilin diğerlerinden farkı neydi de bu kadar medyatik oldu? medya yüzeysel geçince biz de yüzeysel geçiyoruz medya abartınca biz de abartmaya ve daha çok ilgi duymaya başlıyoruz.
safi gazla çalışan, çalıştıran teknik adam. tipik türk. hiç şaşmaz. pazar gününkü slovenya maçında nasıl bir sisteme sahip olduğumuzu ve şampiyonada ne oynayacağımızı kendisi dahil kimse kestiremiyor. slovenler bile aldıkları topu belli bir sistemle bizim kaleye getirdiler. bala göte attığımız gol dışında hiçbir numaramız yok. bu gruptan çıkmamız mucize olur. e biz de mucizelerin takımıyız. ha demek ki olur değil mi.
ağız çalkalama suyunun ambalajı çok kalitesiz olan firma. aldığım ürünün kapağı iki kullanımda çatladı. sensodyne ağız çalkalama suyu listerine göre ferahlatmada başarısız.
insanın hayatının içine eden durumdur. çünkü kendimden biliyorum. ama çok şükür ki atlattım. nasıl atlattım diye sorarsanız hep yapamayacağım şeylerin üstüne gittim. siz de kendinize güvenin ve zoru başarın. uyguladığınız zaman özgüveniniz ve girişkenliğiniz artacaktır buna emin olun.
kafaları yiyeceğim.
muhammed ali'yi ben yıllardır zaten öldü olarak biliyorum.
parkinson hastalığı yüzünden 90'ların başında öldü olarak kafama öyle bir girmiş ki,
şimdi gerçekten öldüğünde üzülemedim bile.
tüm hayatım bir yalanmış.
hastalık değildir, anormalidir. tıpkı renk körleri gibi doğuştan gelen bir özelliği tedaviye kasmak aptallıktır. normal olduklarını iddia etmek de. ruh sağlığı açısından normal olanla genetik olarak normal olmak aynı şey değildir.
sıcacık, içten gülümsemesi, yıldız gibi parlayan gözleri ile hem hüznü hem sevinci aynı anda yaşatabilen ender insanlardan en çok sevdiğim harika oyuncu.
hayatımda en çok etkilendiğim türk filmi. özellikle de münir özkul ile adile naşit'in bazı kendini bilmezlerden tokat yeme sahnesi vardır ki televizyona girip dövmek istersiniz o terbiyesizleri. yapamazsınız, içinize oturur.
geçen sene katıldığım bir konsere gelmişti. bir görseniz o kadar sıcak o kadar samimi ve o kadar içten bir insandı ki hiç kimseyi reddetmeyerek fotoğraf çektirmişti. iyi bir insan gördüğüm kadarıyla.