kendisinden şu dakika tiksindiğim kadın. birde zayıflayınca daha bir şımarıklık çökmüş üstüne. kadınlar neden böyledir ki? istersen 30 kilo ver istersen 40 kilo ver, hala ideal kiloya ulaşamadıysan o kalın bacaklara tayt çekme, o memeleri küçültme zira kilolu insanda o memeler et beni gibi durur. Biri söylesin bu kadına hala hoş olmadığını.
aslında ilk bir haftayı tamamladıktan sonra çok da zor gelmeyen hadise. ilk gidişinde "ben ne yapacağım şimdi" denilmektedir, zamanla alışmaya başlanmaktadır, son 28 gün kaldğında da insanın aklına "ne çabuk geçti yahu, dün gibi gidişi" şeklinde huzura kavuşturan düşünceler gelmektedir. velhasıl gözde büyütmemek lazımmış, göz açıp kapayıncaya kadar uçup giden çocukluk, kucaktan kucağa "kucak kucak kucak" denilerek dolanmaların bir çırpıda mazide kalması,insafsız bir şekilde hızla geçen zaman, sevgili askere gitti diye yavaşlamıyormuş, aynı tempoda hızla, göz açıp kapayıncaya geçiyormuş. aslında keramet sevgili gitti diye eve kapanmamaktaymış, işe güce konsantre olmakmış.. işte hayattan bir 5 ay daha geçti.. halbuki daha dün gibi..
ferhat göçer abimizin son albümünde yerini almış şarkı. adamı zaten sevmezdim, duygularımı böyle laçka etmesiyle daha bir sevmez oldum. şarkının hiçbir sözü etkilemedi de en sonunda "sen çağır baban hazır" lafını duyduğumda şöyle bir sendeledim.***
çözümü zamanla kendini gösteren sorunlardır, misal geçen sene dağıttıkları masa örtüsüne benzeyen şalı arabanın arkasına fırlatıveren ben bugün arabanın kırılan camına geriverdim içeri soğuk girmesin diye. herşey en az bir şey için yararlıdır, ben bugün bunu gördüm.
insanın psikolojisini bozan durumdur. horlayan kişi dışarılarda yatamaz olur ve hatta sevdiği adamın koynunda horlamanın ne itici olabileceğini düşünüp düşünüp uykuları kaçıverir, halbuki uyurken bile varlığını hissettiren bir kişi alınmalı, pamuklara sarılmalı, baş tacı edilmelidir.
çok sonraları hatırlanıp iç çekilecek anılara vesile olan durumdur. ev ahalisi mutfaktaki aç adamın sesinden uyanır, yemeğe ortak olup bir daha uyumazlar. öğrencilik hayatı bitince, aile yaşantısına geri dönünce etkisi günden güne azalır. **
mikrofonun ağzına dayanmasındanmıdır bilinmez her cümlesinin bitiminde ağız şapırdatır gibi ilginç bir ses çıkarmaktadır. dikkatle izleyiniz, gıcık etti, yorum dinleyemez oldum.
taraftarın yoğun baskısı sonucu oyundan çıkarılan adam. koskoca adamı ağlattılar ayıptır içim kıyıldı valla. fenerbahçe taraftarı da budur, böyle hödüktür. kızdım hepsine
türk milletini iyi çözmüş, bunuda dibine kadar kullanan akıllı lakin yeteneksiz adam. hangi yarışmada olursa olsun engelli, bi şekilde ihtiyaç sahibi, ağlayan zırlayan görse oyu basar, yolda şarkı söyleyenlere ise zahmet edip bir kuruş vermez, bunu bilen bilal kardeşimizde iki şarkı söyledi, allahına kurban dedi ki onu bende yapabiliyorum, bilal den tek eksiğim görebilmek şu an için, sempatik geldi belki, ama en önemlisi bu millet müslümandır, allah diyene bayılır (bkz: akp), bilalde bundan yararlandı ve iki lafından birinde allah dedi ve aldı götürdü. yarışmanın birincisi olacak olan kişi.
(bkz: hasbinallah)
şu sıralar chp ile pek farkı olmayan parti. sağ görüş sol görüş kazınmıştır anti-akp görüş altında birleşmişlerdir neredeyse. renksizleşmenin bir diğer başrolüdür.
karnı tok sırtı pek olanların anlayamayacağı eylemdir.
izmir halkının ve çalışanlarının en güzel desteği verdiği eylemdir.
izledikçe göz dolduran eylemdir.
moral vermek için destek olunması gereken eylemdir.
hala korkmayanların eylemidir dahası emeğiyle para kazananların eylemidir.
tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın zihniyetindekilerin anlayamayacağı eylemdir.
an itibariyle gözlerimizi doldura doldura izlediğimiz bir program olmuştur. konu öğretmenlerdir. her konuşmacı utanmaması gerekirken sıkıla sıkıla, sesleri gide gide, göleri dola dola konuşmaya çabalamaktadır. karşılarında ise sürekli gülen ve sorulan soruların hiçbirine cevap veremeyen bir bürokrat vardır. eğitimin eğitimle alakası olmayan kişilerin elinde olduğunu birkere daha tespit etmiş program olmuştur.
ibrahim tatlıses, ruşen yılmaz ve birçok kişi tarafından seslendirilen tam bir meyhane şarkısıdır. sözleri de şöyledir;
karar verdim içmemeye, içmemeye bir daha,
tutamadım sözümü ben yazıklar olsun bana,
mahfedecek biliyorum, öldürecek biliyorum,
bile bile içiyorum, bile bile içiyor içiyorum,
elden gelmiyor içmemek, elden gelmiyor içmemek,
gelmiyor ki, gelmiyor ki, gelmiyor.
karar verdim sevmemeye, sevmemeye bir daha,
tutamadım sözümü kapıldım bir ahuya,
aldatacak biliyorum, terkedecek biliyorum,
bile bile seviyorum, bile bile seviyor seviyorum,
elden gelmiyor sevmemek, elden gelmiyor sevmemek,
gelmiyor ki, gelmiyor ki, gelmiyor.
elle tutulur tek tarafı olmayan konuklarla gayet güzel bir program çıkarmıştır bence bu gece. bakarsak elimizde saçma sapan sözlere sahip şarkıların sahibi bir kadın, şımarıklığıyla bir güzel dövesimin geldiği iki hatun, zeki cevaplar vermeye çalışan kendini kabul ettirme çabasına girmiş bir erkek güzeli, bir adette ve tek dinlenebilecek geçmişimizden gelmiş suat suna varken yine keyiflendirmeyi başarmıştır. alnından öperim.
sürekli tekrarlanıyorsa bir süre sonra can yakmayan hadisedir. rutine bağlayıp aynı taktiklerle sevgiliyi tıpış tıpış geri döndürmenizde mümkündür. gün gelir sizde geri döndürmek istemezseniz şayet işte o an asıl terk eden siz oluverirsiniz.
istanbul içinde gerçekleşen çeşitli doğal afetler sonucunda yaşamın kısıtlandığı, trafiğin akmadığı, gözün gözü görmediği, ağaçların, arabaların uçtuğu, şemsiyelerin ters döndüğü, suların evleri bastığı zamanlarda insanların çokça söylediği söz.
istanbul'u rehin almış karla karışık buz yağışı karşısında finalleri erteleyip ertelemediği hakkında en ufak bir duyuru yapmamış üniversite. üniversite demek pek doğru değildir aslında araştırma geliştirmeye yönelik kırıntı dahi göremezsiniz, tahtaya ders notları yansıtılır, gelen hoca okur okur ders biter gider. sizi salak yerine koyarlar, "okuduğunuzu anlayamazsınız siz gelin oturun size ben okuyacağım, okumak dışında birşey yapmayacağım" demeye getirirler. 6 güzel senemi verdiğim bir an önce gitmek istediğim lakin turşumu kuracaklarmış gibi beni mezun etmeyen üniversitedir. hani üniversiteye kapak atmak yeterliydi, hani girince rahata kavuşacaktık. çıldırmaya az kaldı. düş yakamdan marmara, rütbelileri gönder artık.