Kadını kendi zihniyetine göre yaşatıp, kendi zihniyetine göre giydirmek isteyen insanın yaptığı hakaretlerdir.
benim saçımı göstermemem hiç kimseye hiç bi'şey katmaz. ben kendi beynimi kapatmadıktan sonra inanın kimseyi ilgilendirmez.
başörtülü kız internete takılamaz, başörtülü kız ugg giyemez, başörtülü oje süremez, başörtülü araba kullanamaz, başörtülü erkeklerle konuşamaz, başörtülünün giydiği converse olay olur, başlık olur vs.
eski zamanın mantığında haraket edemiyor artık kimse. yaşadığımız zaman belli, şartlar belli. en basidi bir toplu taşıma aracında türbanlı bir kızı sıkıştıran haysiyetsiz adam haklıdır. neden mi? çünkü türbanlı kaşınmıştır, türbanlı aranmıştır. ama yok söz konusu başı açık laik(!) kızsa adam şerefsizin, namussuzun tekidir. savunmasız bir kıza nasıl böyle ahlaksızca yaklaşımda bulunabilir? böylelerini çok gördük.
tanıdığım bir sürü başörtülü kız da var, başı açık olan kız da var. inanın onlar kendi aralarında birbirlerini ayırmıyorlar.
ne demek nasıl okurlar başörtüyle üniversitelerde? neden okumasınlar arkadaşım? ne zararı var o başındaki örtünün size?
Allah'ın emrini yerine getiriyor kız. neden onun inancını yaşamasını engellemeye, kısıtlamaya çalışıp hakaret edersin?
--spoiler--
Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle cilbablarını(elbiselerini) üzerlerine giysinler. Bilinip incitilmemeleri için bu daha uygundur.
--spoiler-- *
kapalı kadının tırnağının dahi gözükmemesini, simsiyah giyinip konuşmamasını, hatta nefes almamasını mı bekliyorsunuz?
Allah, Kur'an-ı kerim'de her türlü detayı vermiş, başka ne söz söylersiniz?
rahat bırakın insanlar kendi savundukları, düşündükleri, inandıkları gibi yaşasınlar.
Bu benim kulluğumun gereği, rabbimin emri değil mi? benim neyi ne kadar yapabildiğim tartışılmasın çünkü elimden geleni bu. en azından bana sayıp-sövüp, başörtüme küfredenlere onlar gibi karşılık veremiyorsam, vermiyorsam bile bu benim başörtümün hayatıma bi'şeyler, güzel şeyler kattığını gösterir.
--spoiler--
Bacımın örtüsü batmakta zalimin gözüne
Acırım tükrüğe billahi tükürsem yüzüne
--spoiler-- *
100 gramlık Simit yüzde 25'lik bir zamla 1 lira oldu. Vay benim ülkemin haline..
Bu uygulamayla düşük gelirli vatandaşların tek yiyeceği olan simitten mahrum bırakılacaklarını, hatta neredeyse aç kalacaklarını anlamak için baştakiler kadar zeki olmaya gerek yok..
Ha ne olur sonra? Simit yoksa pasta mı yerler?
Allah'ın emrini yerine getiren kız modelidir.
bu emir nur suresinde açıkça belirtilmiştir;
"Mü'min kadınlara da bakışlarını kısmalarını ve edep yerlerini günahtan korumalarını söyle!
Yine söyle ki mecburen görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler.
Başörtülerini yakalarının üzerini kapatacak şekilde örtsünler." (Nur, 24/31)
--spoiler--
Başörtülü bir kız bisiklete binebilir,
piyano çalabilir, kiraz toplayabilir,
bilebilir, topa vurabilir,
laiklik konusunda çok güzel bir kompozisyon yazıp ağzınızı beyninizin mağarasına kadar açık bırakabilir,
felsefe yapabilir, uçurtma uçurabilir,
sizden ilginç kareler bulup aklınız kadar kısa film çekebilir,
yıldızlara bakıp yarın havanın çok güzel olacağını düşünebilir,
tesbih de çeker fotoğraf da çeker...
Hiçbir başörtülü kız,sizin başörtüsüyle gündemi sıktığınız kadar başörtüsünü sıkmaz!
Dolayısıyla "sıkma baş" kim oluyor?
--spoiler--
--spoiler--
Bugün de bitti sorma boşver
içime doğan o güneşin hayali
bu kuru dudaklarımı kıpırdatırken
ay küsmüş güneşe ezelden
bir yıldız kaysın gökyüzünden
bir dilek tut en derinden
sebepsiz olma ol gönülden
günah alev ogün gömlek ateşten
en güzel rüyalarda biter
ömür ki birgün çeker gider
derdinden kurtulamassın
o zaman gelir kaçacak etek bulamazsın
kadere kızma ona yönünü veren sen
dünya derdi geçer erkenden
24 te 5 hatırla bir aşkı
karamsar olma keskin bıçak keser damarı.
--spoiler--
Sagopa Kajmer 29 Ocak'ta Sultanahmet'te halk konseri veriyor.
Giriş ücretsiz,diğer detaylar yakında http://www.melankolia.com.trde.
Bütün istanbul'lulara şimdiden iyi eğlenceler.
Diyelim başınıza istemediğiniz bir olay geldi. Yıkık, perişansınız. Kimse ile görüşmek istemiyorsunuz. Çoğunluk size küsmüş gibi . Yalnızsınız...
"Herkes benden uzak, herkes bana kırgın" düşüncesi içinde çöküntü yaşıyorsunuz Yalnızlığınızın karanlık mağarasına şu ayet bir güneş gibi doğuyor:
"Rabbin sana ne darıldı, ne de seni bıraktı" ( Duha-3 )
Kim kırılırsa kırılsın, kim darılırsa darılsın, kim terk ederse etsin Rabbim terk etmiyor, kırılmıyor ya ne gam! Bu ne büyük ferahlık değil mi?
11 Eylül de Amerikanın kendi kulelerini uçurmasından sonra,sistemli olarak başlatılan müslümanları terörist gösterme çalışmalarının yansıması olan bir olayı anlatmak istiyorum size ;
Ülkemizden bir iş adamı Hindistana gider iş amacıyla, hava alanından bir taksiye biner.Hindistan da yerel kıyafetten kaynaklı erkekler başlarına bizdeki sarığa benzer bir şapka takmaktadır.Taksi şoförü aynadan bizimkine bakar ve sarığını göstererek yarım ingilizcesiyle
"I'm No Muslim ,No Panic" der.
Tabi burda lafı gediğine koyma vakti gelmiştir ve iş adamı da şöyle der;
"I'm Muslim Don't Panic"
Ne acıdır ki Müslüman terörist gibi gösterilmeye çalışılıyor ve bu gerçeğin tam tersidir, Müslümanın olduğu yerde huzur vardır.
--spoiler--
Züleyha, kalbi acının anlamına doğru sınırlarda dolaşmaya başlayınca Yûsuf'a bir mektup yazmaya karar verdi. içindeki hallere tercüman olacak sözcükleri bulup da Yûsuf'a göstermek istedi. Dedi, her vasfın karşılığı bir sözcük var nasılsa. Ben de halimi arz edeyim sözcüklerle Yûsuf'uma.
Papirüsten ezilmiş kâğıdı, sivri kalemi aldı eline.
Yûsuf, diye yazdı, nâmenin en başına, sayfanın tam ortasına. içinden binlerce Yûsuf ses verdi.
Ey içimdeki yıldızlar mütercimi, ölü olmayan kuşlarım benim
Mısr'ın sularına dökülmüş kandillerin aydınlığı
Gizli bahçelerden geçen yeşillerin ıslak çoğulluğu
Konuşan ağacım bana, konuşan ırmağım benim.
Işıklı yağmurum.
Gözlerimle gören ey, ey gözleriyle gördüğüm.
Yûsuf, dedi Züleyha, nâmenin tam ortasına, sayfanın başına. içinden binlerce Yûsuf daha ses verdi.
En derin kuyusunda kaybolduğum ey,
Nil'in sesi geliyor, gelsin, sesim Nil'e gitmiyor gitmesin.
Sesi bana gelmeyen, sesim ona gitmeyen ey.
Züleyha sayfanıın tam ortasına devam etti, Yûsuf, dedi.
Ey kalbimle seven
Ey kalbiyle sevdiğim.
Muhabbeti kolay giyilir libas olmayan,
Vahayı terk edip çölün rahmetine düşen defterim,
Yitik tahtına gönlünce kurulan çöl misillemesi sevdiceğim,
Dağ lâlesi
Çöl çiçeği
Âh benim yitik ezel gülü vasfınca sahiplendiğim,
âh beni ezel gülü vasfınca sahiplenip de sahiplendiğini henüz bilmeyen sevgilim,
Âh benim! Âh benim!
Ey adı gelecek zamanların ve mekanların insanlarına adımla birlikte kalacak olan,
Ey adım adıyla bile yazılacak olan
Sularıma dökülen karanlık, yoklarımı örten aydınlık
Tezatlarım benim, benim tekrirlerim
Ama muhabbetinden asla dönmediğim
Gün geçtikçe çoğalan benzetmelerim,
Sözcüklerim, lugatim. lisan hacmince vasıfladığım vâsıfım
Yûsuf, yazdı Züleyha, sayfanın tam ortasına. Hâlâ hitaptaydı kalemi, bir satır ileri geçemedi. Bir satır ileri geçsem hitaptan, dedi, yanacağım. Ses verdi içinden bir ses: Yan o zaman, yan o zaman! Züleyha devam etti:
Âh benim Yûsuf'um, âh benim, âh/senim, dedi, başka bir şey diyemedi.
Züleyha, Yûsuf'a bir mektup yazmaya başlayınca. Yûsuf diye başladı, Yûsuf diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın nâmesinde ser-nâmeden öte kelam yok. Ve Züleyha'nın lügatinde Yûsuf'tan öte sözcük yok.
Yûsuf, dedi, kelâmım artık sende hükümsüz. Ama kelâmımın hükümsüz kaldığı bu yerde beni küçümseme. Bil ki kelâmdan da ötede sadece âh var, âh ki dünya onun üzerinde durur, gök kubbe onun hararetiyle döner.
--spoiler--
Nazan Bekiroğlu'nun Yusuf ile Züleyha kitabından bir bölüm...
listesinde sadece arkadaşlarını barındıran insan modelidir. tabii ki ezik değildir. tanıdık tanımadık, önüne çıkan her profile arkadaşlık yollayan basit insandan daha üst seviyededir gözümde. helal olsundur. allah başımızdan eksik etmesindir böyle ezik(!)leri.
(bkz: arkadaşlık davetlerinden bunalan insan modeli)
--spoiler--
"Biz 16 aralıkta hicri yılbaşımızı kendi aramızda kutladık elhamdülillah.
ama ben yunus olarak sizlere şunu söylemekten geri kalmamalıyım,sonuçta bilenler bilmeyenleri aydınlatmalı.Kimilerine çok itici gelebilir
Yılbaşı kutlamamak aptalca ve saçma gelebilir,bu kişilerin kendini bağlar.Dileyen çam diker dileyen noel baba olur beni bağlamaz.Ama bir insan ben müslümanım diyorsa onu elbette bağlar.Din babanın ahırı değil ki istediğin keçiyi otlatasın
.Noel bizim dinimiz olan islamın nişanı ya da bayramı değildir.Hz isa Aleyhisselam'ı canımızdan çok severiz lakin onu bizim sevmemizle bu işin bir alakası yok,biz tüm peygamberleri canımız bildik.Lakin hristiyanlar Allah çocuk sahibidir dediler ve isa hazretlerine iftira attılar.Rabbimizin buğzettiği,gazaplandığı göklerin ve arşı ala nın titrediği bu durum karşısında saat 12 nin gelmesini ve göbek atmayı hindi kesmeyi bekleyemeyiz biz.En azından benim öyle bir beklentim yok.Onlar benim peygamberimi tanımadılar,kitabımı da kabul etmediler,benim peygamberime çirkin bir karikatür ithaf edecek kadar ileri de gittiler,hala Irak'ın durumu gözler önündedir...''Ben yeni bir yılı kutluyorum noeli kutlamıyorum'' diyorsunuz.ama o zaman müslümansan hicri takvime göre kutla,o gün hindi kesme çam devirip noel baba saçmalığına girme.Baba-oğul-kutsal ruh inancını benimseyenlerin geleneklerini,bir papazın çıkardığı sevgililer gününü ve diğer bilmemne günlerini ben kutlamıyorum.Ne anneler günü nü ne de babalar günü tanımıyorum,kutlamıyorum.''eh fena mı olur annene hediye alırsın hatırlamış olursun''diyenler olabilir,onlar kendileri öyle yapsın.
bence o günlerde insanlar çok yapmacık oluyorlar.''bak sana neee aldııııım'' hadi yaaaaaa ne gerek vardı'''.islama göre anne baba hakkı en üst düzeydir,bir günle o değere kimse karar veremez,hergüne yaymaktır mağrifet.Hele de o günü papazın biri icad ettiyse.Tabi şimdiki amerikan sineması çok tatlı geliyor insanlara.Noel baba geliyor felan ''ho ho ho ben geldim'' bizim müslüman da ''aaa noel baba ne getirdin bana?'' ''sana bir çuval dolusu ateş getirdim yak yak dur kendini''.
Eh be sago ne yaptın?
kimsenin yapamadığını yaptım ne olacak.sanatçı halkını uyarandır demesini biliyorsunuz.sanatçı toplumsal konulara değinmeli diyorsunuz.bu bizim kanayan yaramızdır arkadaşlar.iyice avrupa ve iyice amerikan olduk.Irakta milleti kesiyorlar televizyon başında ağlıyorsun,sonra ''noel baba hani hediyelerim'' diyorsun.Kutladığın şeyi aynen
gayrimüslümlerin kutladığı gibi hatta onlardan çok daha heybetli kutluyorsun.Ben bu konularda hassasım.Nacizane dinleyenlerime bilmiyorlarsa bilsinler mahiyetinde bu konu hakkında yazıyorum.Herkes korkak olmuş,sanki bu din yarın bir gün vefat edecek olan bir yaşlı kadın ya da adam.kimse umursamıyor,kutla yılbaşını iç-mıç-eğlen,ona buna geçir,jingle bells i oku sanki senin için birşey ifade ediyormuş gibi..bu iş ince bir iş lütfen dikkat buyrun.hadi lan ordan delirdin mi demeyin.Kur'anı okuyun.Madem kitabımdır diyorsunuz okuyun.Böylelikle emr-i bil ma'ruf görevimi de yerine getirmiş ve içimi de rahatlatmış oldum.Allah kabul etsin.
.Rabbimizin bizden istediğini yapalım.Kim benden nefret ederse etsin.yeterki beni rabbim sevsin.yarın birgün öleceğim,kavuşmak bayramım olsun,çünkü ölenin kıyameti zaten kopmuştur.
Fazla söze ne hacet?
"Nasıl dinliyorsun bu adamı la?" diyenlere de yeteri kadar açık bir cevap olacaktır bu.
Seviyorum düşüncelerini, şarkılarını, kişiliğini.
Neticede aynı yolun yolcusuyuz vesselâm...