babamın kendine has bir ağırlığı var. çok fazla şaka yapmaz ya da eğlenirken pek görmezdik. evdeki otoriteyi korumak için belki de böyle davranırdı. bir gün kar yağdığında yaşıtlarıyla birlikte kar topu oynarken gördüğümde çok şaşırmıştım. kendi kendine söylenmeler, mutluluktan havadan uçmalar, çocuksu şakalar vs. her kar yağdığında o anılar canlanır gözümde.
neler neler yoktu ki, hangi birini sayayım. ne güzel şeyler öğretmiş bize. şimdi daha iyi anladığım acı gerçekler.
karanlık odada tavana yansıyan tuhaf ışığını seyretmeyi bile özledim.
arkadaşım desit oldu ancak ailesi epey dindar. üstelik annesi tansiyon hastası ve bu tür haberi kaldırıp kaldırmayacağından şüpheli. büyük bir çıkmaz. şimdi bu arkadaş ailesinin yanında müslümanmış gibi davranarak aynı zamanda münafık da mı oluyor.
ütopik geliyor ama sanırım 2100 lü yılların ortasında bir nakliye şirketiyle anlaşıp karşı gezegene geçebiliriz. ve burada bulunan yazarların hiç biri bu güzelliğe ya da anormalliğe şahit olamayacak.
sorusunu merak ettiğim ama bir türlü mantıklı cevap bulamadığım sorudur. eğer evrime inansaydım toprak olup gideceğiz der geçerdim. nerede bekleyeceğiz, nasıl bir yer olacak, rahatsız edilecek miyiz, zamanın geçtiğini farkedecek miyiz falan filan kafamda deli sorular.
orlando bloom ile iyi bir çift olabilirdik diye düşünüp dururum. ben bebek yüzlülerden hoşlanıyorum. bu aralar sakal bırakması bile ondan vazgeçirmedi.
you tube kanalında herhangi bir şarkı dinledikten sonra öneri olarak çıkan gereksiz şarkıdır. henüz sonuna kadar dinlememeye katlanamadım. iğrenç danslar, iğrenç müzik ve dinlediğim kadarıyla iğrenç sözler. olmamış olacak gibi de değil zaten. sen yazı yaz okuyan okusun. öyle zırt pırt önümüze öneri olarak dinlemek zorunda bırakılan şarkıcı olma. ;)
ilginç ama bu tür bir uyma kültürü oluşmaya başladı. televizyon sesine odaklanarak uyuyanlar. daha tuhaf olanı bu ses bir süre sonra yetersiz gelebiliyormuş.
wayne rooney elektrik süpürgesi ya da saç kurutma makinesi sesiyle uyuyabiliyormuş.
eğer platonik takılıyorsanız "adı bende saklı" yok eğer açık açık aşkınızı haykırıyorsanız "tutuklu" eğer biriciğiniz uzaklarda ise "geri dön" ayrılmak istemiyorsunuz ama şartlar sizi ayrılığa zorluyorsa "git".