ölüm korkusunu aşmış olmanın verdiği rahatlıkla zihnin işleyişi de rehavete bulanır. bulanık bir zihinle ölmek, sarhoş olup sızmakla eşdeğerdir. tek farkı sabaha baş ağrılarıyla uyanmıyor olmanız.
benedictine rahiplerinin manastır bahçesindeki çeşitli otları karıştırıp damıtarak yaptıkları fransız likörüdür. çok şekerli bayık bir tadı olmasına rağmen hoştur genede.
gerçekten tarafsız bir gözle bakılıp biraz kitap karıştırılırsa çoğu ünlü düşünürün aslında anadolu kökenli olduğu görülecektir. mısır,mezopotamya anadolu gibi büyük uygarlıkları yok sayıp, medeniyeti antik yunanla sınırlandırmak, batılıların kendileri için çizdikleri tarih programının bir parçasıdır sadece.
en doğrusunu yapan annedir. zaten bir toplumun vatandaşına değer verip vermediğini, çocuklarına verdiği değerle ölçebilirsiniz. sen o kazık halinle, el kadar çocuğu yerinden kaldırabiliyorsan, aynı çocuk büyüyüp gerçekten oturmaya ihtiyacın olduğunda sana yer vermeyip uyur numarası yaptığında da ağlama lütfen.
itü antropoloji de hocalık yapmış bilim insanı.
tarihte, "orta asya göçü" olarak bilinen hadisenin bir efsane olduğunu, türklüğün bizim yarattığımız kültürel bir kimlik, yani bir ırk olmadığını söylemesi resmi ideoloji savunucularını bir hayli rahatsız etmişe benziyor. http://www.turkcebilgi.or...binder-turkler-orta-asyad ..
üzerinde sümerlerden hititlere, perslerden romalılara ve daha yüzlerce medeniyete ev sahipliği yapmış coğrafya. bu kadar ırkı, dili, rengi aynı potada eritip homojen bir yapıya sahip olmamasına rağmen, dindar kardeşlerimiz için sadece müslüman bir ülke, kafatasçılar içinse sadece türk yurdudur.
çoğu insan tarafından sevilmemesinin sorumlusu kendisi değil, yarattığı ideolojisini çarpıtarak kullanan günümüz kemalistleridir. adamı allah yapan, putuna tapan, "ne mutlu türküm diyene" şiarını kendine parola edinen, başı açık zihni kapalı insancıklardır bunlar.
haklı ve yerinde bir tavır olabilir. aynı tokadı başkası atmış olsa kim haklı kim haksız sorgulamasına girerdik. tokat kardeşlerden gelince niye bu ön yargı?